Story cover for CEHENNEME DÜŞEN MELEK  by medihatann__
CEHENNEME DÜŞEN MELEK
  • WpView
    Reads 12,892
  • WpVote
    Votes 714
  • WpPart
    Parts 24
  • WpView
    Reads 12,892
  • WpVote
    Votes 714
  • WpPart
    Parts 24
Ongoing, First published Sep 05, 2018
Aşk, her şeyin üstesinden gelebilir miydi? Onca acıya, yalana, oyuna galip gelebilir miydi sevda? İmkansızdı normal bir hayat onlar için, zaten bu  imkansızlık onları bu denli bağladı birbirlerine. 


Tek hayali sevdiği adamla mutlu bir yuva kurmaktı genç kızın. Onsuz bir dünya düşünemiyordu. Fakat kader kurulan hayale bakmazdı, bakmadı da. O Araf'ta sıkışıp kalacaktı. O Araf'ın kalbiydi. O Araf'ın karanlık hayatını aydınlatacak olan beyazdı. 
 
 O MELEK ARBAY'DI. 


 Tüm iyi yanlarını tuzla buz etmiş bir adam. Hayatı karanlık işlere daha 15 yaşında karışmıştı genç adamın. Ailesini kaybettiğinde sokakta kalmıştı ve dışarıdaki karanlık onun merhametini ele geçirmişti. O artık bir çete başıydı. Fakat kader çoktan çizmişti onun yolunu. O Melek'in kalbiydi. O beyazını bekleyen siyahtı. 

O ARAF YALÇIN'DI.


İmkansız bir Aşkın hikayesine hazır olun...
All Rights Reserved
Sign up to add CEHENNEME DÜŞEN MELEK to your library and receive updates
or
#832umut
Content Guidelines
You may also like
AZE by kelebekleroldu1
19 parts Ongoing
"Tahsin amca kim bu herif?" diye sordum. Kara gözleri avına odaklanmış bir aslan gibi keskince benim ürkek yeşillerime odaklıydı. "Behzat Kıvançlı'nın büyük oğlu Halil İbrahim Kıvançlı." dedi sesinde bariz bir gerginlik vardı. Benim tanımadığım bu adam etrafımdaki herkesi fazlasıyla germiş durumdaydı. "Onlar Karadenizli değiller mi? Ne işi varmış bu topraklarda?" diye sordum. Gözlerimi zar zor kopardım kara gözlerinden. Göz göze geldik Tahsin amcayla, "Onun olanı almaya gelmiş babandan, öyle diyorlar..." Anlamaz bir şekilde kaşlarımı çattım, "Onun olan ne varmış burada acaba? Bizim topraklarımızda hükmü geçmez onun!" dedim çirkefçe. "Benim hükmümün geçmeyeceği bir toprak yoktur küçük hanım." Arkamdan duyduğum sesle irkildim, bu kalın ve sert ses Halil İbrahim denen adama ait olamazdı değil mi? Tahsin amcanın gözlerinden dehşet geçti, arkamdaki adamın önünde hemen ellerini birleştirip başını eğdi ne oldu bilmiyorum ama sessizce yanımızdan sadece birkaç adım ayrılıp bizi baş başa bıraktı ama hala köşede tetikteydi. Cesaretimi toplayarak döndüm ona. Yakın mesafeden gördüm kara gözlerini şimdi daha bir karanlık bakıyordu. "Topraklarınızda gözüm yok. Ben benim olanı almaya geldim." dedi karanlık çıkan ses tonuyla. Yutkundum, sesimin titrememesine özen göstererek, "Senin olan neymiş?" diye sordum. O an gözlerinin parladığına yemin edebilirdim. "Aze, Aze diye bir kadın. Bey kızı Aze derlermiş buralarda ona." Gözlerim istemsiz irileşti, buzlu suyun içine düşmüş gibi titredim. Aze kızdım ben. Yüreği yiğit, gözleri güleç Aze kızdım... Bey kızı Aze derlerdi bana. *** BU KİTAPTA GEÇEN OLAYLAR VE KİŞİLER TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR. GERÇEK KİŞİ VE KURUMLARLA ALAKASI YOKTUR.
You may also like
Slide 1 of 10
AZE cover
Bin Acı Bir Merhem/ Texting  cover
Camdan İçeri Sızan cover
AŞK ÇİÇEĞİ  cover
MEHİR(Gerçek Ailem) cover
Yan Dairedeki | texting cover
BALLICA MAHALLESİ cover
ASENA cover
ASYA cover
Abilerim cover

AZE

19 parts Ongoing

"Tahsin amca kim bu herif?" diye sordum. Kara gözleri avına odaklanmış bir aslan gibi keskince benim ürkek yeşillerime odaklıydı. "Behzat Kıvançlı'nın büyük oğlu Halil İbrahim Kıvançlı." dedi sesinde bariz bir gerginlik vardı. Benim tanımadığım bu adam etrafımdaki herkesi fazlasıyla germiş durumdaydı. "Onlar Karadenizli değiller mi? Ne işi varmış bu topraklarda?" diye sordum. Gözlerimi zar zor kopardım kara gözlerinden. Göz göze geldik Tahsin amcayla, "Onun olanı almaya gelmiş babandan, öyle diyorlar..." Anlamaz bir şekilde kaşlarımı çattım, "Onun olan ne varmış burada acaba? Bizim topraklarımızda hükmü geçmez onun!" dedim çirkefçe. "Benim hükmümün geçmeyeceği bir toprak yoktur küçük hanım." Arkamdan duyduğum sesle irkildim, bu kalın ve sert ses Halil İbrahim denen adama ait olamazdı değil mi? Tahsin amcanın gözlerinden dehşet geçti, arkamdaki adamın önünde hemen ellerini birleştirip başını eğdi ne oldu bilmiyorum ama sessizce yanımızdan sadece birkaç adım ayrılıp bizi baş başa bıraktı ama hala köşede tetikteydi. Cesaretimi toplayarak döndüm ona. Yakın mesafeden gördüm kara gözlerini şimdi daha bir karanlık bakıyordu. "Topraklarınızda gözüm yok. Ben benim olanı almaya geldim." dedi karanlık çıkan ses tonuyla. Yutkundum, sesimin titrememesine özen göstererek, "Senin olan neymiş?" diye sordum. O an gözlerinin parladığına yemin edebilirdim. "Aze, Aze diye bir kadın. Bey kızı Aze derlermiş buralarda ona." Gözlerim istemsiz irileşti, buzlu suyun içine düşmüş gibi titredim. Aze kızdım ben. Yüreği yiğit, gözleri güleç Aze kızdım... Bey kızı Aze derlerdi bana. *** BU KİTAPTA GEÇEN OLAYLAR VE KİŞİLER TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR. GERÇEK KİŞİ VE KURUMLARLA ALAKASI YOKTUR.