Gizemli papatya kokusu misali, kelebeklerin ay ışığından hayat masalı...
Hayat ışığı umuttur. Umut bir çiçektir. Çiçekler sevgidir. Sevgi gizli de olsa hissedilir. Papatya kokusuna sığdır hayallerini...
Sevginin, dostluğun, hayatın, tüm duyguların en derinini hissetmenin hikayesi...
Sevginin görkemi, Eylül'de çiseleyen yağmurun sesi, denizin huzuru ve ela gözler...
Büyüyünce ne olmak istiyoruz? Doktor, öğretmen, avukat... En önemlisi iyi bir insan olmak. Tıpkı bu hikayedeki gibi. Yarım kalan hikayeler, elbet bir gün tamamlanır.
Her papatya bir şiir misalidir. Hayat çok şey anlatan bir şiirdir.
Sevgi kalplerin en derininde gizliydi. Gökyüzünün altında yıldızları seyrederken ay'ı göreceklerdi gözlerinde. "Sev Yeter" diyeceklerdi. Vazgeçmemeyi, pes etmemeyi öğreteceklerdi sevgi dolu, içindeki umudu yeşertmek için uğraşan narin kalplere...
Peri tozu değil hüzün tozu serpilmiş hayatlar da var. Ama ümit de var... İnci gibi aksa da gözyaşları, kalpler umut ışığıyla ve sevgiyle dolu oldukça; Papatya kokulu, gül gibi güzel, çilekten hayalleri olacaktı onların. Oyuncak ayı kadar şirin, lokum tadında, tatlı bir hikayeniz olabilir.
Sevgi hissedildiği anda söylenmelidir. Sevdiklerimizle olmak bize güç verir.
Bazen sadece tek bir sürprize ihtiyacımız vardır. Dünyanın sandığımızdan daha iyi bir yer olduğunu ispat eden, hayatımızı alabildiğine güzelleştiren, yaşadığımızı hissettiren, umut etmenin güzelliğini gösteren, papatya kokulu, kelebek misali, küçük, minicik bir sürprize.
Umut hiç bitmeyen bahar mevsimidir.
Kışın en sert soğuğuna meydan okuyan tek çiçektir, umut! Umutsuz kalma ki, çiçeğin solmasın...
Pespembe düşleri, tozpembe hayalleri, mavi umutları, umuttan gülleri, sarı papatyaları olan kalplere...
Yayım tarihi: 12.09.2018
Melis, annesinin kaderini yaşayan bir genç kızdı.
Babası ve abisi tarafından ayak bağı gibi görülür ve onlar için para kaynağı olmaktan ileri gidemezdi. Ama günün birinde, celladı olan kişi ona hayatının aslını gösterdi, bir intikam uğruna ailesinden koparıldığını söyledi.
Seneleri acıyla geçen Melis, kendini yepyeni bir sayfa açmış halde buldu ama hiçbir şey beklediği gibi değildi. Olamazdı.
Çünkü onun sevilmeyecek çok yanı vardı.
"Koskoca evinize bir beni sığdıramazdınız. Madem sığdıramayacaktınız, o zaman beni o cehennemden neden kurtardınız?"