Tanrı acıyı özenle dokudu. Ölümlü bedenlerin ölümsüz ruhlarına bıraktı acıdan kopan haykırışları.
Alev alev yanan ruhların ağıdı yükseldi göğe.
Kör bir kurşun zifiri gökyüzünü tam on ikiden vurdu. Gökyüzü parçalandı. Pinyata gibi dağılan gökyüzünden aşk adı verilen melodi döküldü paramparça bir şekilde. Ayaklar altında ezile ezile toprağa gömüldü.
Her hikayede olduğu gibi; aslında her şey çok güzel başlamıştı. Sondan başlangıç doğmuştu.
Adam da, kadın da başlangıcın sonu doğuracağından bihaberdi.
☾
Saçları katran,
Kelimeleri zehir olan adam.
Gece siyahını kalbinden dilendiren,
İrislerindeki hareleri yıldızlara haset ettiren adam.
Gözleri yeşilin en sıcak tonuna kucak açan,
Ruhu ayaza sığınan orman gözlü adam.
Dokunuşu, yakıp kül eden,
Tenimde şehvetin izlerini bırakan,
Ruhuma dokunan adam.
Geceyi saçlarımdan çalıp gözlerimden akıtan, güzel gözlü lâyetezelzelim. Her bakışında ölümü çağırıştıran, canıma canını üfleyen adam.
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."