Karanlık insanın ruhunun bir parçası olmuşsa eğer hiçbir zaman kurtulamayacak bir çamur lekesine yama yaptığımız hayatların kısa olması onların içindeki benlik duygusuna ihanet edercesine sökülür. Öyle ki ne kırılmaz camlar kalır geriye, ne de ruhun bir köşesine iğnelenmiş bez parçaları. Hele ki unutmamak gerekir herbir saniyenin içimize işlediği yarım yamalak duyguları, yırtık pırtık kenarı sökük anıları ..Ne kadar acı olursa olsun bu senin hikayendir zerrelerini ayırıp ders çıkardığın hikayeni birgün unutursan benliğini de kaybedersin, bu yüzden unutma kim olduğunu, unutayım deme..
Uyandığımda hava belli belirsiz bir haldeydi ya gün doğuyordu yada gün batiyordu. Etrafta kimseler yoktu. Alaca karanlığa boyun eğmiş bir sokak arasında belli belirsiz gölgeler görüyordum. Gölgeler gerçek miydi gerçekten var mıydı bilmiyorum, yarım yamalak araladiğım gözlerimi daha çok açınca o gölgenin aslında bir çöp kutusu olduğu gerçeğiyle sarsıldım. Sarsıldım çünkü yardım isteyeceğim bir el sandım. Kimdim ben neredeydim?
Şuan uyku o kadar güzel geliyor ki bilmediğim şeylerin peşinden koşasım hiç yok gelmiyor içimden. Diyemiyorum kimse yok mu edasını.. Zaten beynimde de uykunun kollarına kendini bırakır gibi çekti beni içine , öyle masum sardı ki: huzuru koklamak yada pamuklara sarilmak gibi..Gozlerim de beynime itaat edercesine yumdu sakladı kendini,ne mi oldu? Öldüm sanki. Zaten uyku bir yarı ölüm hali değil miydi ? Ne kadar güzelmiş ölüm, ölüme giderken hatırladığım tek şey gözlerim kapanırken aklıma gelen bir isimle yankılandı duvarlarım, oysa çoktan yummuştum gözlerimi ölüme . "MARS!!!!"
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."