Bu kitabı yazmaya başladığımda birçok insanın eleştirisine maruz kaldım. "Aynı konu üzerinde farklı farklı hikâyeler yazma- nın okuyucuya itici geleceğini, insanların bunu anlamayacağını ve cinsiyetçi bir tavır takındığımı söyleyeceklerini," söylediler. Oysa bu dedikleri şeyleri onlar düşünüyor, onlar yapıyor ve onlar söylüyordu. Alacağım eleştiri her ne olursa olsun yaptığım işten bir an bile olsa vazgeçmek içime huzursuzluk veriyordu. Belki de yazdığım hikâyeler gerçekliği yansıttığı için birçoğunuz oku- mayacak yarım bırakacak ya da olumsuz yönde eleştiriler yapa- caksınız. Hayatta güzel şeylerin güzel hikâyelerin olduğunu da söyleyeceksiniz. Elbette güzel şeyler güzel hikâyeler vardır. Hatta göğsümüzü kabartarak; isimlerinin altını çizerek verebile- ceğimiz bir şeyleri başarmış insanlar da vardır. Ama ben sesini duyuramamış ismi unutulan, hikâyesinden utanılan, bizim gerçeğimiz olan; hikâyelere ses olmak "umut" olmak bir nebze de olsa ilaç olmak istiyorum. Belki yanlış yapıyorum, bilmiyo- rum. Belki de en doğrusu budur, onu da bilmiyorum. Ama onlar için bir şey yapmam gerektiğini biliyorum. Kendini yalnız çare- siz kimsesiz hisseden her kadının kalbine dokunmak, yalnız olmadığını hissettirmek, sevildiğini hissetmesini sağlamak, çocuğa ve kadına yapılan her türlü istismarı görmezden geldi- ğimiz bu çağda bir şeyleri insanların gözüne sokmak, onlar yok saydıkça bunun var olduğunu dile getirmek bunun normalleş- memesi için bir şeyler yapmak benim hedefim. Belki tamamen hedefime ulaşamayacağım ama inanıyorum ki güzel şeyler olacak. Bundan rahatsızlık duyanlar olacaktır elbette. Çünkü bizler doğruyu duymak, görmek ve anlamayı seçen değil, işimi- ze gelmeyeni yok saymaya meyilli bir toplumuz. Dilerim güzel kalplere dokunuruz. Lütfen unutmayın; "Sevginin iyileştireme- yeceği hiçbir yara yoktur."
Bu kitabım se
Galatasaray teknik direktörünün büyük kızı olan Mayıs, derbide attığı golün ardından sakatlanan yıldız oyuncuya babasının ne kadar üzüldüğünü görünce dayanamaz. Hem babası hem de düşük not aldığı stajının puanını yükseltmek için fakülte hocalarından birisiyle bir anlaşma yapar.
Sakatlanan topçuyu üç ayda sahalara döndürmenin sözünü veren Mayıs, bu sözü verirken Doruk'un ne kadar huysuz bir insan olduğundan habersizdi. Ama kendisi de ondan aşağı değildi.
Ve top kaleye, tam isabet etmişti.