Zehra kendine uzanan eli tuttu, Mehmet kalbine dokunan kadının sevgisine sığındı. Artık Zehra yoktu, Mehmet'in Zehra'sı vardı. Artık Mehmet yoktu, Zehra'nın Mehmet'i vardı.
Siyah kelebek, gündüzde tutsak kaldı, kazındı adamın göğsüne. Beyaz kelebek, gecede tutsak kaldı, gömüldü kadının kalbine.
Aşkta adalet aranmaz, kazanmak için her yol denenir.
Kaya, bir sabah, nefes aldığını ve yaşadığını hissettiği ter yer olan uçurumun kenarında, sabahın erken saatlerinde bir çift yeşil gözde kayboldu, o yeşillerin bağımlısı oldu, yaşadığını hatırladı, yaşamaya değer güzelliklerin olduğunu keşfetti ve o yeşiller için ölebileceğini hissetti, korktu ve kabuğuna çekildi. Zehra bakir kalbini ele geçiren aşka karşı koyamadı. Ne aşkından vaz geçti, ne de aşkın getirdiği acılara dayanabildi.
Kadın ağladı, adam arkasına bakmadan onu terk etti.
Adam geri döndü, kadının kırılmış kalbi, incinmiş duyguları ve küllenmiş aşkı, onu kabul etmedi. ZEHRA: Benim ellerim bakirdi, benim dudaklarım bakirdi, benim kalbim bakirdi, benim gözlerim bakirdi, sen bütün masumluğumu elimden aldın, geriye acı anılar bıraktın. KAYA: Çünkü sevdiğin adam sevgiyi bilmiyordu, seni sevene kadar. Aşık olduğun adam aşkı hiç tatmamıştı seni tanıyana kadar. Korktu, bocaladı ve en kolay yolu seçerek kaçtı. Sen cesursun ben korkak, sen güzelsin ben çirkin, sen beyazsın ben siyah.
Adamdaki inat, kadındaki cesaret aşkın kaldığı yerden yeniden devam etmesini sağlayabilir miydi?
Yazdığım her şey şahsıma aittir. Romanda geçen küçük hikayeler, şiirler bana aittir ve hayal ürünüdür. Hiçbir şekilde alıntı yapılamaz, kopyalanamaz