Önce elimize bir masal verdiler. İçindeki dünya rengarenk olsa da dışarıya baktığımda tek parlak olan şey Aydı. Sonra bir kutunun içinde insanlar hareket etmeye başladı. Çevreme baktığım da insanlar hayretler içinde hareket eden insanları izliyorlardı. Gözlerinin içi gelen ışıktan mı kaynaklı yoksa hayranlıktan mı bilemiyordum. Çift olmak ve bir bütün olmak filmlerde, kitaplardaki gibi miydi ? Zıt kutuplar birbine hiç uymuyorken nasıl birbini çekebiliyorlardı ? Romeo ve Juliet bir kafede saatlerce oturabilirselerdi , Twitterda birbine anlamlı sözler gönderebilselerdi veya İnstagrama fotoğraf paylaşabilselerdi bu kadar efsanevi bir aşk olur muydu? Aşk neydi ? Aş mutluluk mu verirdi, yoksa mutluluk mu aşkı getirirdi ? Al hayatında ki her şeyi sorgulayan daha hayatının baş kapısında olan bir kız. Elbette ardında derin enkazlar bırakmış olsa da elinde bir kapının anahtarı vardı. Duvarın diğer ucunda ise bambaşka düşüncelere sahip biri. Esraf.Esraf çevresinde ki herşeye aşık olan biri. Sorgusuz suhalsız herşeye. En çok da kendine. Ancak o hayatın içinde belkide En İyi Oyuncu Oscarını alabilecek biriydi. Felsefekolik ve Egokolik . İlk soru Adın nedir ? Ve alınan tek cevap Hiçbirşey Hiçlikden gelen bir şey...All Rights Reserved