Lügatımda ''Baba'' kelimesinin anlamı yoktu.
Lügatımda ''Anne'' kelimesinin anlamı, çaresizlikti.
Lügatımda '' O'' nun anlamıysa...
İlk önce ''TANIDIK GELEN YABANCI'' dedim.
Vakit boğazıma takıldı, zaman bileğime dolandı.
Üstünü çizdim, dudaklarımda soğuk bir gülüşle yanına bir ''HİÇ. BU KADAR. '' yazdım.
Kaburgalarım ciğerime batmaya başladı,
Hiç kelimesinin pilot kaleminin ucunu bastıra bastıra karalarken sarsılarak ağlıyordum,
çenem titreye titreye ''TEHLİKELİ'' yazdım.
Ardından onun yanına bir çok mana sığdırdım, çizdim,
Nefretle baktım, mürekkeb yaladım, ellerimi boyadım,
En sonunda yazdığım kelimelere tekrar baktım, kağıtta yazılacak tek bir yer kalmıştı.
ben de güldüm. ''OLMAMIŞTI'' yazdım.
Kağıt bir kilitmiş, anahtarı bu kelimeymiş gibi bir anda,
Tırnak içerisinde olmayan kelimelerin mürekebi hızla dağıldı.
Belli başlı kelimeler kağıtta bana bakıyordu.
Tırnak içinde ki kelimeleri tekrar okudum.
kirpiklerim sızladı, Ellerim titredi, mürekkebim dağıldı.
Anlatmaya başladım.
Kardeşi Mert için gittiği bir barda seçtiği bir adamdan hamile kalmayı planlayan Duru'nun tek amacı doğacak olan bebeğinin kardeşine nefes olmasıdır.
Duru amacına ula şır fakat bilmediği şey ise seçtiği adamın karanlık dünyasıdır.