İstediğin zaman gel.Canın sıkıldığında gel.Koy başını dizime tüm sıkıntılarını kendime çekeyim. Nefesim sevsin seni.Koy başını omzuma.Kokum kokunla birleşsin.Sonra kaldır başını omzumdan.Boynuma öpücük kondur.Adeta mest olmuş gibi başın dönercesine,rakıyı dertli dertli içmiş gibi bak bana.Dudağımı yakala.Ben de gülüşünü yakalayayım.
Aşk sevimli bir hayal kırıklığıdır aslında.Belki de erkeklere güvenmemem buradan geliyordu.Çocuk gibi sevinçle kaydettiğin o telefonu yetişkin gözyaşlarıyla silmektir o AŞK LANETİ...
Sonra bunları aldırmadan başını hafifçe oynatırsın.
''NE OLDU?'' der gibi baksın sana şefkatle,hüzünlü haliyle...''Bir gece başımızı alıp gitsek diyorum buralardan.Bir deniz kenarımı olur,dağ başımı olur.Kaçsak bu kalabalıktan.''
Hafifçe gamzesini çıkartacak.
''Sen nasıl girdin bu kalbe böyle çıkmak bilmiyorsun.''
O elinin sıcaklığını göz kenarlarından nazikçe aşağıya gamzelerine indirecek.Sonra dudak kıvrımına.Tam içinden dua edecekken onun kokusu burnunun direklerini sızlatacak.Tarçın ve elma kokusu ciğerlerine işleyecek.Hayatında hiç bu kadar güzel kokan narin biriyle karşılaşmamıştın değil mi?Ben karşılaştım...
Ben Rüya
Hikayeme HOŞGELDİN...
AŞKTIN SEN KOKUNDAN BİLDİM SENİ...EFSUNKAR
GÖZLERİMİN GEMİLERİ KUŞ İSTİYOR...BERCESTE
O İPEK GECELİĞİYLE ADETA YANIMDA UYUYAN BİR MELEK GİBİYDİ...