Naz sadece biraz kötümser, realist, az buçuk felaket tellalcısı... Kısacası tam bir bela mıknatısı.
İroni fabrikası bir adam... Ve okumak için yollara düşen sivri dilli, yetim bir kız.
Naz tekeri patlak, yaşlı bir kamyonda ve kader hep yokuş aşağı sürüyor aracını. Olsun, o artık liseli değil! Üniversiteyi kazandı; hukuk okuyor! Konuştuğu biri bile var.
Derken o çıkıverdi karşısına. Söz dinlemez ve dahi yapışkan; hatta ve hatta yılışık biri. Bir adam ya da bir kahraman.
Fanusuna sıkışıp kalmış, realizmin gaddar giyotinine boynunu uzatmış Naz'ı kaderinden kurtarır mı dersiniz?
Her şey muhtemel!
***
Bir kupa kaynar kahve, bir deli mimar, bir ceket ve dediğim dedik bir avukat ile inatçı bir bir aşk oyunu!
Tüm hakları HaleGl'e (Hale Bilgiç'e aittir!)
-
-
-
Hikayeye Başlamadan Önce: Bu hikayeyi yazmaya başladığımda 16 yaşındaydım. O sebeple mantık hataları ve eylemsel yanlışlıkları için şimdiden özür diliyorum. Bunun yanı sıra şu an 25 yaşında biri olarak hikayeyi restore edip yeniden yazdım ve yine bu profilde; Bir Şansımız Olsaydı, ismiyle baştan yayınlıyorum. Yine de yazım anlamında gelişmemi görmek adına buradaki hikayeyi kaldırmıyorum. Bu hikayeyi okurken fazla küfretmemenizi umarak sizi Bir Şansımız Olsaydı, hikayesine bekliyorum. İlk 2 bölümü bu hikayeyle paralel gitse de 3. bölümden sonra hikaye, dil ve işleniş açısından epey değişiyor. Yine de buradasınız ve bu hikayeyi okuyorsunuz. Daha fazla uzatmadan;
Keyifli okumalar