Pazar sabahıydı, ibrahim erkenden kalkıp üzerini giyinmişti. Yakın dostu Carullah ile beraber pazar günü awm'ye gitmek için perşembeden ahitleşmişlerdi. Evden dışarı çıkar çıkmaz, Carulah'ı aradı ;
.
.
" - Selamun Aleykum!
.
.
-Aleykum selam!
.
.
-Ya Sabah!
.
.
-Ya sabaaaah ibrahim!
.
.
-Ben hazırım carullah bey. Lutfedip gelseniz? Şuan caddeden bir minibüs geçiyor. Şeytan bin git, dolmuş durağı evinin önünde olan dostun seni bekleyeceği yere, sen onu bekliyorsun diyor. Ama şeytan işte! Kulak asmıyorum.
.
.
- Tamam tamam.. Euzu çek, 5 dakikaya ordayım" dedi ve kapattı carullah. İbrahim bu gününde yaşayacaklarından habersiz, çaycı hamdi abiye, Bakkal Mehmede, Berber Süleymana selam sabahla çatıp durağa doğru yürüyordu. Bir ara ellerini cebine koyup yavaş yavaş yürümeye başlamıştıki, birden kafasını kaldırdı. Karşısında ilk okul arkadaşı Sehle'yi gördü. Sehle, doğulu bir ailenin tek kızıydı. Liseden sonra okulu bırakıp, tesettüre girmiş ve iyi bir müslüman kız olmak için islamiyeti araştırmış. Netice olarak, birikimli bir araştırmayla 'Tevhid' inancını öğrenmiş, gördüğü bir rüya ile de hafız olmak için Afgan şehidi Molla Kenan'ın mısırlı eşinden kuranı kerim öğrenmeye başlamış. İbrahim bu bilgilere, Sehleyi gördükten sonra annesini arayıp ulaştı. İbrahimlerin evinin hemen arkasında oturan Sehle, önceleri İbrahimin annesiyle içli dışlıyken, 5-6 senelik köy serüveninden sonra ve İslamın gerektirdiği ağır başlılıktan dolayı, ipleri biraz gevşetmiş. Ancak Kuranı öğrendikten 1 ay sonra, bir salı günü, semt pazarında karşılaşacaktı tekrar ibrahimin annesi ile Sehle...
"Bey bir şey demeyecek misin, Ne oldu, Ne kararı alındı?"
Dedemin bakışları ben dışında tüm aile üyelerinde gezindi. Baktığı herkes yerinde kıpırdanırken ben bakmadığı halde kıpırdanıyordum.
En sonunda ise tekrardan babaanneme döndü ve dudaklarını araladı.
"Karar alındı. Barış sağlanacak.
Biz o aşiretten bir kız alacağız ve onlarda bizden bir kız alacak."
Ben rahatlamamız gerektiğini düşünürken, ortam daha da gerilmişti. Sebebini anlayamıyordum.
İki aşiret aralarında düğün yapıcaktı işte. Ben umuyorum ki gönlü olan kişiler evlenir.
Ortamdaki sessizlik dedemin sesi ile kesildi. Ama sanki o sessizlik artık çok daha bir sessizlik gibi geldi bana.
Ölüm sessizliği gibi.
"Ahter'i yarın akşama hazırlayın, Şahkar aşiretinin ağası, Ares Şahkar
Yarın istemeye gelecektir."
Hayır. Barış sağlansın diye her şeyi yapamazdım. Kesinlikle yapamazdım. Ben yapamazdım.