Koşmaya başladım , ben baya hızlı koşarım aslında ama neden halâ aramızda küçük bi mesafe vardı ? Sanırım onlar da iyi koşuyordu . Ahh en son isteyeceğim şeylerden biri , çok yaklaştılar . SÜPER !!! Bu iğrenç ıssız yerde bir market vardı . Şimdi diyeceksiniz ki bu kadar kötü bir durumda bile aklın fikrin yemekte nasıl bir manyaksın falan ama aslında amacım yemek değil . Eğer markete girersem bana birşey yapmazlardı, dimi yapmazlardı . Markete girdim ama onlar beni dışarıda bekliyorlardı . Kalbim "Onlar gidecek" diye beni teselli ederken beynimse "NAH ! sen daha çok beklersin." diyordu. Arkamı döndüm marketci bana tip tip bakıyordu yanında ilk başta inanamadım ama en iyi arkadaşım Demir vardı. O da şaşkındı . Hızlı adımlarla yanına gittim ve ona sıkıca sarıldım . Bir anda yanağımda bir ıslaklık hissettim bu ıslaklık aynı zamanda Demir ' in o kaslarını belli eden güzelim tişörtünde de vardı. Bu benim gözyaşlarımdı. Bana " ne oldu ? " diye sorunca daha çok ağladım ve " Başım Belada " dedim.