Hayatım bir düzen çarkı içerisinde dönerken buna karşı koymadan onu takip ediyordum. Normal bir arkadaş çevresi ile başlayan normal hayatımı normal bir üniversite ile taçlandırıp normaller silsilesi ile dolu yaşamımda mutlu mesuttum. Bu mutluluğum insanlar tarafından çoğu kez anormal karşılanır "Hayatın hiç mi kötü yanı yok?" adlı protestolarını bana karşı bağırırlardı. Şikayetçi değildim. Hiç olmamıştım. Polyanna lakabım ile içselleşirken bunları dert edecek kadar basit bir insan olmadığımı düşünüyordum. Peki mutluluk denen olgu bu kadar bulaşıcı mıydı? Hiç sanmıyorum. Etrafımda ki insanlar tarafından çabucak sevilir, insanlarla kolay anlaşır,kolay iletişime geçerdim. Fakat sadece bu kadar işte. Daha fazlası yok. Ancak hayatımın olmazsa olmazı iki kişi vardı ki onlar pastanın üzerindeki çilek gibiydiler.