Ateş Çemberi
  • Reads 170
  • Votes 17
  • Parts 6
  • Reads 170
  • Votes 17
  • Parts 6
Ongoing, First published Oct 24, 2018
...Adam elini kadının yanağında ait olduğu yere yerleştirdi dudaklarını kulağına yaklaştırarak "hatırla meleğim sen bana hep derdin 'eğer ben Berra isem cennete yerim hazır ama sende Araf isen biz hiç kavuşamayacağız. Sen cennetle cehennemin arasında kalacaksın.' Keşke demeseydin meleğim bu siktiğimin dünyasında kavuşamadık bari senin güzel dudaklarınla müjdelediğin cennette beraber olsaydık. Meleğim sen hep cenneti isterdin annenle orada kavuşmak isterdin. Sana meleğim dememe çok kızardın ama sen benim meleğimdin. Şimdi söyle bakalım bana hangi akılsız meleği olmadan yaşar. bana artık doğruları yanlışları öğretecek bir melek yok o zaman yaşamanında anlamı yok meleğim." 
Cümleleri biter bitmez belini yokladı adam. Sanki bir şey arıyormuş gibiydi eli bir yerde sabit kaldığında aradığını bulmuştu. Adam elini ceketinden içeri soktu ve meleğinin hayata en sevmediği şeyi çıkardı. Silahını. 
Adam elindeki soğuk namlulu silahı alnına dayamış bekliyordu. Yüzünü son kez meleğine yaklaştırdı. Etrafa zehir saçan bir öpücük daha kondurdu meleğinin dudaklarına. Sonrasında doğrulup tetiği çekili olan silahı bir an bile düşünmeden meleğine kavuşma umuduyla patlattı. Saniyeler sonra yere yığıldı adam. Meleğinin tam yanında uzanıyordu. Uzandıkları yer kan gölü olmuştu. Onlar ise kanla beslenen zehir tohumları.
Cehennemin isyancı ateşi cennetin ise eşsiz gül bahçeleri. Bu iki zehir tohumu ise cenneti hak etmeyecek kadar günahkar cehennemi hak etmeyecek kadar masumlardı. o zaman bu iki zehir tohumunun yeri araftı.
Araf arada kalmaktı. Doğru ile yanlışın, karanlık ile aydınlığın,ölüm ile yaşamın,iyi ile kötünün ve en önemlisi aşk ile nefretin arasında kalmaktı. Nedense bu iki zehir tohumu her türlü arafı yaşamışlardı.
Ruhları gökyüzüne çıkmış parça parça olup gökyüzüne dağılmıştı.
All Rights Reserved
Sign up to add Ateş Çemberi to your library and receive updates
or
#463bağ
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
43 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 10
GECENİN İZİ cover
seks hikayeleri  cover
gay seks hikayeleri  cover
ENDA • Gerçek Ailem cover
GÜNCE | Gerçek Ailem cover
mianhe cover
ÖFKE ÇİÇEĞİ  cover
Dilerim Ki | Gerçek Ailem cover
Güneş Tutulması  | Yarı texting  cover
GÖNÜL KİRASI  cover

GECENİN İZİ

43 parts Ongoing

Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....