Saçlarımın ucundan damlayan zehirler ve onun zehirlerine rağmen saçlarımdaki yaralı elleri. Tökezlediğim yollar , sol yanımdaki demir duvarları elleri yaralanması pahasına yumruklayan sessiz bir adam, yaralarına beni de katan kattıkça kalbimi sızlatan. Yokuş yukarı koştuğum bir gün hayatıma giren sessiz adam. Bizim hayatımız benim yokuş yukarı koştuğum onun ise yokuş aşağı kendi gibi sessiz adımlarla indigi gün bağlandı. Bizim hayatlarımız hep zıttı onun yokuş aşağı inişleri benim soluk soluğa yokuş yukarı koşuşlarım vardı.