"Bir cadı prenses ile uyuz bir prensin hikâyesi bu." Kadın; inatçı dikkafalı fevri asi... Adam;ömrünü ona adamış bir fani. Kadın bağırdı adam sustu. Adam sustu kadın ağladı. Adam sevdi. Kadın yerdi. Kadın gitti. Adam bitti.. Dokunduğu herşeyi küle çeviren asi bir kadını seven koca yürekli bir adamın can yakıcı öyküsü bu. Dur diyemediği asi kadını değildi hayır! Dur diyemediği o kadına beslediği durdurak bilmez hisleriydi. Ah canını sevdiği kadın; ikisinin hüzne bulanan sonunu inşa edecekti... Adam yaktı kadın yandı. Kadın yaktı adam kül oldu. Bu her külün yeniden doğuşunun hikayesiydi. Bu felaketi baş ucuna buyur eden bir adamın hüzün dolu hazin sonunu inşa eden bir hikâyeydi! "Kâriâ!" Diye inleyecekti Arş-ı âlâ. "Kâriâ Kâmer! Kâriâ." Felaket Kâmer! Felaket! Felaketin o kadın. Felaketin çok yakın. Felaketini yüzünde en güzel gülümsemesiyle bekleyen bir adama hiç denk geldiğiniz mi? Ben geldim. Senin kadar güzel sevene bidaha nerde rastgelinir söylesene Kâmer? 🍁 Şems KÂRUNER & Kâmer HAZANSOY.
3 parts