17 parti In corso Bir gonca tanesi kadar güzel ve bir o kadar da masumdu Lamia, daha on dokuz yaşında olmasına rağmen cehennem mi yaşamıştı.
O beyaz güvercin , yer yüzüne korku salmış bir adamın saplantılı aşkıydı. Tabi aşk denilirse, özgür bir güvercin nereye kadar kafeste tutulacaktı? Bir ay, üç ay veya bir ömür.
Bırakmıyacaktı, ne olursa olsun genç kızı bırakmayacaktı. Onla dolmuştu, lavanta kokusuyla nefes almıştı,ilkkez doğduğu zaman değil, ilk kez lavanta kokusunu solarak nefes almayı öğrendi.
Kendiside çok iyi biliyordu ,kızın ondan ölesiye korkuyor ölesiye nefret ediyordu. Biliyordu. Ama elinde olsa o kafesin kapısını kendisi açardı ama olmuyordu.
Bencildi hemde çok ama kimin umrunda . Sonuşta yer yüzüne namı ile tüyleri diken diken eden adam küçük bir kızın duygularınımı önemsiyecekti? Sanmam.
Onun aşkı ikisine yeterdi. Bu ne kadar doğru ?
"Y,yalvarırım b,bırak beni ,lütfen i,istemiyorum seni . B,ben b,başkasını sevi-"
" SUS LAN"
Yine ağlamaktan herak olan bir kız. Yine yalvarmıştı onu bırakması için ,ama nafile o siyah deri koltuğunda oturmuş içkisini zevkle yudumluyordu.ama o kelime, canını yakmıştı.
Ama bilmediği bir şey vardı, o ne kadar yanarsa genç kız o kadar küle dönecekti.
İçkisini duvara fırlatıp ,yerde diz çöken kızın kolunu tutarak kollarının arasına aldı. Sinirle soluklanıyordu. Kız ne kadar çırpınsada, vurulduğu iğneler yüzünden oldukça güçsüzleşmişti.
" Birdaha,birdaha ağzından o itin adı veya az önce dediğin boktan cünleler kurarsan ; elleri yüzünde gezdirdi: çok can yanar ve bunun tek sebebi ise sen olursun"
" B,beni b,bırak lütfen evime gitmeme izin v,ver. Ablam h,heryerde beni arıyordur ,l,lütfen. " O kanlı elleriyle göz yaşlarımı sildim.
" Seni ilk gördüğümde vurulmuştum sana, o gün yemin etmiştim eyer bir daha karşıma çıkarsan , ölüm bile seni benden kurtaramaz. "