Yumruklarla çalınan kapının sesiyle araladı genç adam gözlerini. Yıkık olan kapının, erken davranmazsa bu vuruşlara dayanamayıp yerlebir olacağından adı gibi emindi.
Gecenin bir yarısıydı. Odasındaki sönmüş kömür sobasına bakıp hızla üzerindeki battaniyeyi attı, ayağa kalktı. Evdeki üç odadan biri olan odasının kapısını süratle aralayıp koridora çıktığında, kapalı olan dış kapının önünde korkuyla bekleyen ailesini gördü.
Annesi endişeyle bekliyor, kız kardeşi de yaşlı gözleriyle duruyordu. Hızla ikisini de sakinleştirip kapıya yaklaştı. Hala yumruklarla çalınıyordu.
"Kimsin!"
Diye sordu, cevap yoktu. Ailesine döndü. Onları köşeye çekip kapının arkasına geçti. Derin bir nefesle kapıdaki sürgüye elini yaklaştırdı, kız kardeşi korkuyla gözyaşı döküyordu.
En son kapı böyle vurulduğunda, babasının ölüm haberini almıştı. Ali Demir, bakışını yeniden ona çevirip işaret parmağını dudağına yaklaştırarak sessiz olmasını istedikten sonra kilidi yavaşça çektiğinde, genç bir kız fırtına hızında girdi içeri.
Kendisine şaşkınlıkla bakan bu aileyi umursamadan, genç adamı geriye iterek kapıyı örtüp sürgüyü çekti. Derin bir nefesle arkasını dönüp sırtını kapıya yasladı, karşısında biri mavi olmak üzere üç çift meraklı göz gördü.
"Kimsin sen?!"
Öfkeyle yaklaştı genç adam. Uzun düz siyah saçları, uyum içerisindeki kömür gözleri ve karı andıran beyaz teni ile karşısındakilere bakıyordu kız. Ter atan yüzüne, duracak derecede hızla çarpan kalbine ve soğuktan titreyen ellerine rağmen gülümsemeye çalıştı. Tek elini yavaşça kaldırıp umursamazca salladı.
"Bir davetsiz misafir"
.....
Ve Çiçek, Keçi'ye Aşık oldu ❤️
.....
Yayınlanma Tarihi : 06.11.2018
....
Kapak @sehrialem yapımıdır.
....
Alınması, çalınması veya kopyalanması durumunda uyarılmadan yasal i
Aşk suçtu.
Senin olmayan birisi için beslediğin duygular bir cellat gibi dikilirdi karşına. Sonra kollarına iki asker girerdi, o askerler başını bir kütüğün üstüne bastırırken boynuna inecek baltayı büyük bir sabırla beklerdi insan beklerdi ki, cellat alacak onun kellesini.
Ama o balta inmeden önce, dururdu zaman. Sabır kanatırdı insanın her bir zerresini, bir işkenceden farksız akardı saniyeler, bir sudan sessiz, bir dalgadan daha hırçın.
Aşk cellattı, ve o balta aşkın ellerinden inerdi insanın boynuna. Sevda cehennemdi, seni sevemeyen birinin aşkı ateşdi.
Kendi kalbini yakan, kendi kanını akıtan bir kılıçtı. İnsan nasıl saplardı kendi sırtına bıçağı?
İnsan ancak aşık olsa ihanet ederdi kendisine.
Aşk ihanetdi, aşk en büyük oyun ve insanın kendine yaptığı ihanetdi.
O Yavuz Payidar'dı, kendine en büyük ihaneti yapmış sırtına bir bıçak saplamış, boynunu bir cellatın önüne uzatmıştı.
O Payidar'dı, sevdalanmıştı.
Ve sevda, onun ihanetiydi.