Karşımda duran görüntü içimde kocaman bir yıkıntıya sebep olmuştu. Sevdiğim adam dediğim o adam bana öylece bakıyordu. Söylenecek sözler vardı. Bu sözlerin ağzımdan çıkmasını bekliyordu. Göz yaşım sinirden akarken güçsüz durumda göründüğüm için bir kez daha kızdım kendime. Bir adım atmaya kalktığında yerde ki cam parçaları çıtırdadı. Elimle göz yaşlarımı silerek son söylemem gereken şeyi ona söyledim. -Yaklaşma! Dudakları aralandı. Bir şeyler demek istedi. Yüzü yavaşça yere düştü. İhanetin açıklaması yoktu. Bunu o da çok iyi biliyordu. Kimsesiz bırakmıştı beni. Verdiği sözlere de bana da aşkımıza da ihanet etmişti. Ellerimi yumruk yaparak sıktım. Bir insan böyle bir durum da ne yapardı ki? Hıncımı çıkartmama değmeyecekti. Güçsüz hissediyordum. Adım atmaya bile gücüm yoktu. Ruhum bedenimden ayrı hareket ederek dizleri üstüne çökmüş kan ağlıyordu. Bir adım geriye doğru gittim. Her şey bundan ibaret değildi. Küçük düşürülmüştüm. Herkes bana bakıyordu. Bir şeyler bekliyorlardı. Kimsenin umrunda değildi durumum. Sadece bizi izliyorlardı.Canımı en çok yakan şey ise arkasında bana öylece bakan Ömür idi. Üzülmemişti. Sevinmemişti. Sadece bakıyordu. Kocam ve en yakın arkadaşım. Bunu bana ve Emre'ye yapmış olduklarına inanmak istemiyordum. ~~~~~~~