Aynanın karşısına geçtim. Kendimi öptüm. Hoşçakal dedim.
İçimde kusmak istediğim her şeyi onun suratına bağıra bağıra dışıma akıttım. Ulaş Karabağ, karşımda yıkılmaz bir eda ve sarsılmaz bir egoyla zavallı bana bakıyordu. Ağlamaktan bitap düşmüş, perperişan bir vaziyette hala onun katran karası gözlerine meydan okuyordum.
"Babamı öldürdün!" sesim bedenime göre güçlüydü. Göz pınarlarım kurumuş artık ağlayamıyordum. Sesime göre yıkık ve yorgundum. 21 yıllık yaşamı taşıyan omuzlarım beyninden vurulan babam yüzünden tek kurşunla çökmüştü. "Katilsin!" dişlerimi birbirine bastırırken neredeyse kırılacaklarını hissedebiliyordum fakat içimde hissettiğim acının yanında şu an hiçbir şeydi.
"Yine olsa yine yaparım." her hecesi ölüm kokan kelimeler sanki önünde diz çöküyor ona itaat ediyorlardı. Bir adım sendeleyerek geri çekildim. Onun zift rengindeki bakışları üzerimdeyken deli cesaretiyle onun tam önünde durdum. Yüzünün her bir metrekaresini hafızama kazımak istiyordum.
"Ben kendi adaletimi o gün kendim keseceğim," yüzümü iyice yüzüne yaklaştırdım, başımı dikleştirip umarsızca, kirpiği dahi kımıldamayan adama baktım. "Ve ben seni o gün geldiğinde öldüreceğim Ulaş Karabağ." dudaklarımdan akan saf kini tenine bir imza misali bırakıp yerde yatan cesedin yanına ilerledim.
Sesi ölüm feryadı gibiydi, tenimi ürpertiyor vücudumun elektriklenmesine sebep oluyordu. Bakışlarımı kaldırıp yüzüne baktım. Zerre pişmanlık yoktu, o da ifade etmişti.
"O gün geldiğinde beni öldürmene izin vereceğim Mehir Avcı."
Ben : anneni ara.
Oğuz:ne ?
Ben: sen sinem teyzenin oğlu değil misin?
Annen onu aramanı söylüyor.
Oğuz : peki bunu o niye söylemiyor ?
Ben : şarjı bitmiş?
Oğuz : şarjı bitmişse ben onu nasıl arayacağım peki ?
Ben yazıyor...
Ben çevrimiçi...
Ben : bir dakika oha doğru?
Şarjı bitmişse nasıl arayacaksın ?
Oğuz : bu küçük detayı yeni fark etmen gözlerimi yaşarttı.
Ben : sen bana Altan altan laf mı soktun ?
Hayırlı bir evlat olup annen ara demeden arasaydın böyle olmazdı 🙃
Oğuz : şimdi de sen mi bana laf sokmuş oldun?
Ben : haspinAllah sınanıyorum herhalde , git ara ne bilim ben ya.
Laf filan da sokmuyorum ayrıca.
Oğuz : sen kimsin ?
Ben: komşunuz ?
Oğuz : komşumuz kim?
Ben : evine gelseydin bilirdin.
Oğuz :geldiğim zamanlarda oldu ama tanımıyorum seni ?
Ben : o da senin kayıbın olsun hayırsızlığı bırakıp evine uğrarsın artık belki ?
Oğuz : bu aralar sanmıyorum.
Ben : benim ruhumda hayırsızlık diyorsun.
Oğuz :hayırsız olsaydım bu vatanı korumak için canımı feda etmezdim.
Ben :ne ?
Oğuz: tek hayırsız ben değilmişim anlaşılan , komşusunun oğlunun mesleğini bilmeyen bir komşu kızı.
Ne üzücü.
Tanışalım yüzbaşı Oğuz Türk...