Hazal, babasını kaybetti ve hayatı altüst oldu.
Artık bir evi veya ailesi yoktu ve ne yapacağını bilmiyordu.
Hazal, bütün hayatı avuçlarından kum taneleri gibi akıp giderken sadece 20 yaşındaydı.
Artık bildiği tek bir şey vardı: korku.
Babasının eski doktorundan aldığı terapiler faydasız ve aksine, ona zararlıydı.
Hazal, bir gün evini ardında bıraktı.
Diğer bir gün okulunu.
Başka bir gün annesini.
Sonraki gün hayallerini.
Ve en sonunda, benliğini ardında bırakarak gitti.
Her şeyin düzelmesini istese de, babası geri dönmediği sürece bu onun için imkânsızdı.
Ne kadar denerse denesin, hep aynı sonuca varıyordu.
Ama bir gün, aldığı yeni bir karar, bütün dünyasını yeniden değiştirdi.
O, sadece zararsız arkadaşlar edindiğini zannederken, neler yaşayacaklarından haberi yoktu.
İçimizden biri, öldü. Birimiz, yurt dışına kaçtı. Birimiz, rehabilitasyon merkezine yerleştirildi. Birimiz, intihar etmeyi denedi. Birimiz, bütün bunların nedenini araştırmaya başladı. Zorba olanlarımız, bir anda zorbalık düşmanı oldu. Zorbalığa uğrayanlarımız, zorba oldu. Bağımlı olanlarımız, hâlen pis bir evin bir köşesinde kafayı buluyorlar. Aşık olanlarımız, duygularını yutmaya karar verdiler.
Ve bundan iki yıl önce tek isteği babasını yeniden görmek olan Hazal, o ikisiyle birlikte ortadan kayboldu. En son görüldükleri yer, bir uçurumdu.
(#11 depresyon)
[Bölüm günü: cumartesi]
[uyarı: bu kitapta depresyon, yeme bozukluğu, kendine zarar verme, kaygı bozukluğu gibi öğeler mevcuttur. Lütfen etkilenebileceğinizi düşünüyorsanız okumayın.]
[not: bu kitap 2018 yılında kurgulanmaya başlamıştır ve Tüm Hakları Saklıdır.]
17.11.18
Çok istediği bölümü kazanmak için çok çalışmış ve sınav sonucunun açıklanmasını büyük bir sabırsızlıkla bekleyen genç bir kız.
O çok beklediği sonucun açıklanacağı günün gecesi, sadece eğitim hayatını değil, tüm yaşamını etkileyecek olaydan bihaberdi.
⏳
"Ben seni tanımıyorum," dedim, soğukça.
"Tanıyacaksın," dedi, sakince. Konuşma tarzında beni rahatsız eden bir şey vardı. "Daha çok zamanımız var."