Meriç önündeki İskenderi yıllardır aç kalan ayılar gibi yemeye başlayınca göz devirdim. Cidden yıllardır açlıkla sınanıyormuş ve yıllar sonra ilk defa yemek görmüş gibi mutluydu. "Meriç" dediğimde İskenderi yemeğe devam ederken ağzından "Hı" diye mırıltı çıktı. "Biraz insan olsana" diye sitem ettim. Bilerek 'insan' kelimesine baskı uygulamıştım Ona çok yakışan ince uzun parmaklarını ayran konulmuş bardağa uzatırken alayla gülümseyip "Elimde değil Güzelim." dedi. Gülümsemesi genişlerken sözlerine devam etti. "Ben doğuştan taş yaratılmışım" Yine ve yeniden, bininci kez gözlerimi devirdim. Meriçten ne bekliyordum ki, uyarımı dikkate alıp uygulamasını mı? Karşımda Meriç vardı. Egosunu okşamadan duramayan Meriç! "Meriç keşke egonu arabada bırakıp, kapıları üzerine kitleseydik... Burada bile baş başa kalamıyoruz" ●●●