''Bir keresinde ''Yazmak hissetmektir.'' diye bir cümle okumuştum tozlu bi' kitabın sararmış sayfalarında. İşte o zaman düşünmeye başlamıştım kelimeleri.
Bir kelimeden çıkan anlamlar, bu anlamların bizde uyandırdığı duygular, duyguların üzerimizde bıraktığı izler...
Sheakespeare'in de dediği gibi 'kelimeler..kelimeler..kelimeler...'
Sıra kelimeleri duymaya geldiğinde..Bilirim ki bazı kelimeler bazı dudaklardan bazı kulaklara yeni anlamlar yüklenerek ulaşır. ''...seninle kavga etmeyi bile özledim...'' Kavga etme düşüncesi gülümsetir mi insanı ? Bazı dudaklardan çıkmışsa gülümsetir. Sözlükteki karşılığını yitirmiştir çünkü.
Bu bazı kelimeler zamanda yolculuğa çıkartır. Yol boyunca sağda solda görülenler o kelimeye dahildir. Yüzler, mimikler yetmezmiş gibi ortamı, dekoru, duyguyu kokuyu da beraberinde getirir.
Tek bir kelime, en çok okuduğun romanın olur.''
SAMİRA KAY
Yavuz üç çocuğunu ve eşini gözlerinin önünde kayıp eder. Şizofreni başlar ve ressam bir genç çocuğu en büyük oğluna benzetip kaçırı. Ona kendi oğlu gibi davranır