Evleneceği sabah kocası olmasını istediği adamı kendi yatak odalarında biriyle basmış kırık kalpli bir kızın, otobüste önemsemediği o küçük dikkatsiz olay, hayatını değiştirecekti. Ve o, bu anlar avuçlarından kayarken, hayatın onunla dalga geçişini izliyordu. Ta ki bir sabah eline geçen küçük kağıt parçasını okuyana dek... "Sana ilk tanıştığımızda da söylemiştim. Ben kesmem, yakarım. Sevgimden yaktığım kişilerin külleri bana kalsın diye... Bak, bedenimin her yanında kalbime dokunup canımı acıtanların izleri var. Onları unutmamak için. Ben unuturum, onlar bana unutturmazlar." Elinde tuttuğu kibriti ateşe verdi. Bileğini açıp damarının üzerine minik bir kar tanesi çizdi. Kalbime dokunup "eşsiz ve bir o kadar da yalnız kartanem, eğer bir gün birisi buranı acıtırsa, ben onu burada hissedeceğim. Ve eğer buran susarsa, burası ağlar" "Yaşamak için, ölmek gerek"