Elvan: Seni bulacağım Mavi.
Elvan: İşte o zaman tüm bu artistliklerinin hesabını vereceksin
Mavi: Sanırım Pembe öfkelenmiş
Mavi: Ha bu arada bağcığın açılmış
Mavi: Dikkat et de düşme
Gözlerimi irileştirerek ayaklarıma baktığımda sol bağcığımın açıldığını gördüm. Telefonu kapatıp hırsla boşalmış behçenin ortasına geçip okulun camlarına doğru baktım.
"Seni bulacağım Mavi!" dedim tekrar ama bu sefer bağırarak. "İşte o zaman bağcıklarını birbirine bağlayıp düşmeni sağlayacağım!"
Okulun içindeydi ve beni görüyordu, emindim. Hırsla ve gözlerimi kısarak pencerelerde bakışlarımı gezdirdim ama Mavi'ye uygun profil bulamadım. Cama çıkanlar 'ne yapıyor bu mal' bakışı atıyordu.
Rezil olmak umrumda değildi.
Kimse Elvan Karaca'yı bir oyunda yenemezdi.
Bildirim sesiyle dikkatim dağıldı.
Mavi: Sandığımdan daha hırslı ve güzelsin.
Mavi: Ama ben seni, senin sandığından daha iyi tanıyorum ve ben istemekdikçe sen beni bulamazsın.
Mavi: Çünkü bir sonraki adımını hep biliyorum.
Telefona sırıtarak bakıp başımı kaldırdım, ardından bir elimi havaya kaldırıp orta parmağımı gösterdim.
Mavi: Ben de seni seviyorum :)
Galatasaray teknik direktörünün büyük kızı olan Mayıs, derbide attığı golün ardından sakatlanan yıldız oyuncuya babasının ne kadar üzüldüğünü görünce dayanamaz. Hem babası hem de düşük not aldığı stajının puanını yükseltmek için fakülte hocalarından birisiyle bir anlaşma yapar.
Sakatlanan topçuyu üç ayda sahalara döndürmenin sözünü veren Mayıs, bu sözü verirken Doruk'un ne kadar huysuz bir insan olduğundan habersizdi. Ama kendisi de ondan aşağı değildi.
Ve top kaleye, tam isabet etmişti.