'Dinle sevgili, dinle küçük kız, dinle ki sevdiğin adamın is tutmuş kalbini gör. Öğren sevgili, öğren küçük kız,öğren ki kızıl saçlarını okşayan adamın kanlı ellerini gör. Sev sevgili,sev küçük kız sev ki bu karanlık adamı kendi beyazınla aydınlat. Bunları söylemek için çok geç kaldım. Özür dilerim Öykü, özür dilerim kızıl. Ben cehennemin ta kendisiyim minik kızım ben thyponum. Senin beyazınla aydınlanmayı çok isterdim ama seni karanlığa boyayamam bunu yapamam güzel kızım. Seni hep izliyor olacağım sadece sen göremiceksin . Sakın arkamdan ağlama ağlamak düşkünlüktür kızılım. Sen hep güçlü ol, sen o kızıl saçların ve gülmeyi unutan bir insana bile gülmeyi hatırlatan gülümsemenle aydınlat dünyayı. Biraz fazla mı abarttım ama napayım beni böyle yapan sensin. Böyle bir aptal bir notta söylemek bana göre değil ama seni seviyorum galiba minik kızım, sana tutkunum kızıl hatun ama buna mecburum....'
Genç kız okuduğu notla vurguna uğramıştı. Ne yani şimdi kollarında huzur bulduğu adam gitmiş miydi? Saçlarının rengi her yeri kaplamıştı sanki her her KAN rengiydi. Genç kızın solmuş dudaklarından tek bir kelime çıkmıştı;
'Seni geri alıcam Thypon senden korrkmayan senin için ölümü göze alabilecek tek kişi benim....'
Kardeşi Mert için gittiği bir barda seçtiği bir adamdan hamile kalmayı planlayan Duru'nun tek amacı doğacak olan bebeğinin kardeşine nefes olmasıdır.
Duru amacına ulaşır fakat bilmediği şey ise seçtiği adamın karanlık dünyasıdır.