"Şehvet renkleri kırmızı ve siyahtır. Birbirleriyle kolayca karışabilen farklı tonlar üzerinde farksızmış gibi durabilen iki renk. Tıpkı iki ayrı bedende tek ruha bürünen insanlar gibi. Ama şehvete en çok yakışanı kırmızıdır. "
Daha söyleyeceklerimi bitirmeden Savaşı'nda "Tıpkı kadınlar gibi" deyip aklımdan geçenleri okuması dudaklarımın uzun süreden sonra tekrar yukarı doğru hafifçe kıvrılmasına sebep oldu.
"Evet yani insanlar ya kırmızıdır ya siyah, arası yok!" dedim.
"Ama çocuklar pembe ve mavidir. Henüz kırmızı gibi olgunlaşıp siyahtan parçalar çalmamış, ona hiç bulaşmamış. Güneş gibi, çiçek, deniz, gök, bulut gibi henüz bulanmamış. Daha hâlâ berrak, masum, günahsız, pisliğe alışmamış, yalansız. Çocuklar o yüzden açıktır. Ne mavi siyaha yakındır, ne pembe kırmızıya, zamanla koyulaşır renkleri; dibe baktıkça. Maviden laciverte oradanda siyaha döner kimisi. Kimisi pembeyken bi anda kan kırmızısı akmaya başlayıverir. Ama çocukken ne olursa olsun mavi ve pembedir onlar..
Bana emir verme Komutan!.
Ben senin askerin değilim. dedim bağırarak.
dahada sinirlenmişti yumruğunu dahada sıktı sözlerime karşı.
Tim bizi izliyordu dikkatlice, gözlerini gözlerime kilitlemişti, kırpamadım gözlerimi. Kaskatı kesilmişti, gözleri alev saçıyordu, dişlerini sıktıkça yüz hatları dahada belirginleşiyordu.
derin bir nefes aldı yumruğunu serbest bırakarak yanıma yaklaştı,
kafamı yukarı kaldırdım, tekrar birleştirdi yeşil gözleriyle gözlerimi.
-Emirlerime uymak zorundasın Asker.
dedi kalın ses tonuyla,sesinde asla tereddüt yoktu...
ve uzaklaştı bedenimden konuşamadım öylece baka kaldım, beni etkisi altına almıştı gözleri...
___________________________
~Ateşin sıcaklığıydı Börüyü yakan~
🔥🐺