Nefesini kulağımda hissettiğimde ürperdim. İstemsizce ona dönen yüzümle vücudumun her bir zerresinde hissettiğim duyguların hepsini teker teker gömmek, yok etmek istedim.
"Mantıklı olan ne biliyor musunuz prenses? "
Bu sefer eli belimi bulduğunda yapmam gereken son hamleyi yapıp bu eziyete son vermek istedim. Vücudum yay gibi geriye hareketlenirken zaman kaybetmeden beni geri çekti. Bu hızlı çekişiyle saçlarım savrulurken başarısızca nefesimi düzenlemeye çalıştım.
Şimdi, sırtım yine göğsünde, yüzü tekrardan saçlarımın arasında dudakları ise yine ona doğru dönen yüzüme oldukça yakındı.
"Sizi öldürmek. "
Her bir zerremin titrediğini hissettim. Korkudan filan değildi bu içimde hissettiğim titreme, şu birkaç dakika içerisinde yaşadığım duygu değişimlerimi, yıllarca muazzam bir şekilde kontrolüne sahip olduğum hissettiklerimi, belki de ilk defa yönetememiş olmamdan kaynaklıydı.
Haklılığının damarlarımda yayıldığını hissettim. Hali hazırda suikaste uğramış bir prensesin ölü bulunması olağandı. Parmaklarımın ucunda taşıdığım bu güçle kraliyetlerin geleceği için yapılması gereken şey oldukça basitti. Yok edilmem.
Benimle dans eden bu adam yalnızca müstakbel nişanlımın abisi değildi, bu kirli düzenin belki de en güçlü zinciri, bu gücüyle nam salmış kraliyetinin gelecekteki kralıydı. O olsam ne yapacağımı düşündüm. Ben bu sırrın birer parçası haline geldiğimiz o ilk gece kendimi katlederdim.
Beni kendinden uzaklaştırıp olması gerektiği gibi karşısına geçmeme izin verdiğinde ben de fısıldadım.
"Evet."
Bulunduğumuz yerden ayrılmadan, ellerimiz daha birbirimizin ellerinin yokluğuyla cezalandırılmadan ekledim.
"Mantıklı olan bu olurdu. "
O sahip olduğu güçten habersizdi. O özeldi. Krallıkların adlandırdıklarına göre ise Lanetli.
İmkansız bir aşk, imkansız bir gücün hikayesi.
İnsanlar üçe ayrılır; Yaşayanlar, Yaşamayanlar. Yaşayamayanlar...
Yaşayanlar: hâlâ dünyadaki hayatına devam edenler.
Yaşamayanlar: öldükten sonra ikinci bir şansı hak edip bu büyülü evrene gelenler.
Yaşayamayanlar: öldükten sonra ikinci şansı hak eden ancak büyü gücü ve dövmesi oluşmayanlar.
🖤
Başlangıç ve bitiş. Bebek arabasıyla gezdiğim yolları, şimdi tekerlekli sandalyeyle geri dönüyorum.
🖤
En büyük gayesi babasının öğrettiği gibi
adaletli bir avukat olmak isteyen Yargı Yargıcı kendini ölümcül bir hastalığın pençesinde bulur.
Öldükten sonra gözlerini başka bir evrende açan Yargı, hastalıklar içinde yüzerken, çektiği acılar bir anda kesildiği için yeteri kadar tepki veremez. Ta ki karşısında ömür boyu kendisini bekleyen ruh eşini görene kadar.
Yaşamayanlar evreni tüm hızında akmaya devam ederken, Yargı olaylara adapte olmaya çalışacak. Öğrendiği en önemli bilgi ise burada insanların tıpkı bir satranç tahtası gibi altıya bölündükleri olacak. Yargı grubunu bulmak için bedeninde belirecek olan dövmeyi beklemek zorunda. Piyon da olabilir, şah da. Ya da hiçbir grubun dövmesi oluşmaz ve kendini bir anda Yaşayamayanlar'ın arasında bulur. Hiçbir büyü gücüne sahip olmayan ve dışlanmışların arasında...