"Alev!" İki yanımdan gelen seslerle başımı dizlerimden kaldırarak yanlarıma baktım. Bilmiyorum, onları görmek istiyor muydum. Gözlerimden akan yaşlar beyaz bol tişörtümün üzerinde ıslak izler bırakırken hafifçe burnumu çektim ve titreyen bedenimi durdurmaya çalıştım. Hiçbir şeyi duymak istemiyordum, hiçbir şeyi görmek istemiyordum, hiçbir şeyi hissetmek istemiyordum. Arabaların hızla geçtiği yolun ortasında öyleyece yerde dururken kollarımı tekrar başıma sarıp başımı dizlerime kapatmıştım. Bu sefer korna seslerine karışan yolun iki kenarından aynı cümle yükselmişti. "Alev... Ben... Seni seviyorum!" "Alev, seni seviyorum!" Geçmek bilmeyen bu süre zaafında iki cümle arasındaki fark ne kelime fazlalığı, ne ses tonu, ne de hissettirdiği duyguydu... Benim için tek bir fark vardı; Bunlardan birini söyleyen bir kız, diğerini söyleyen ise bir erkekti.
1 part