#1 in LDR
14.04.2019
24.06.2019
Vintage tarzıyla herkesi büyüleyen, keşfedilmemiş, keşfedilmesine izin verilmeyen bir kadın.
Elizabeth Lizzy Grant.
Sahne adıyla Lana Del Rey...
$$$$$$$$$$$$$$$$
Amerika'nın en zengin iş adamlarının arasında yer alan biri. Ancak para kaynaklarının çoğunu uyuşturucu kaçakçılığı, dolandırıcılık, kumar, tefecilik, fuhuş, insan ticareti gibi yöntemlerle oluşturan biri...
Acımasız gangster.
Salvatore Gandy...
$$$$$$$$$$$$$$$$
Güzel Lana' yı görene kadar acımasız olan ama kadının melek sesini duyduktan sonra acımasızlığı katlanan Salvatore, küçük kadını için dünyayı birbirine katabilirdi...
$$$$$$$$$$$$$$$$
Lana Del yıllarca hayal ettiği aşkı bulduğunda sandığı gibi mutlu olacak mıydı?
Aşk hep mutluluk mu getirirdi?
Acının aşkta ki yeri neydi?
$$$$$$$$$$$$$$$$$$
O, kadının gözlerine baktı.
Volkan patladı. Etraf yandı, kül oldu.
Diri diri yanan bedenlerin çığlıkları, acıdan gebe kaldı.
Doğan yeni acının adı, AŞK oldu.
Bedeni yanan kız ona,
"Aşkım..." dedi.
Acı ise ona,
"Kadınım..." dedi.
Yeni doğan acının ilk kelimesi ise,
"Ölüm." oldu...
$$$$$$$$$$$$$$$$$$$$
Tehlikenin kokusu sinmiş bir tutku..
Kan ile kutsanmış bir aşk...
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı.
Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı.
Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu.
İzem Karasu.
Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı.
Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı.
İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı.
Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı.
.....