Acıyla kıstığım gözlerimi aralayıp Zeyrek'e baktığımda dişlerinin arasından tıslayıp, "Nereye gitmeyi düşünüyorsun bakalım sen ha? Bir şeyleri daha tam kavrayamamışsın sen sanırım ama ben sana anlatayım bundan sonra buradasın ve benim izin verdiğim sınırlar içerisinde gezinebilirsin ancak. Benim iznim olmadan hiçbir yere kıpırdayamazsın. Bir daha gitmek konusunu açtığını duyarsam senin için çok kötü şeyler olabilir Şura."dedi sinirle duvara yumruğunu geçirirken. Artık dayanamıyordum. "Bana bak Zeyrek, ben senin sahiplendiğin evcil hayvanın değilim. Nereye gidip gitmeyeceğimi sana sormayacağım. Beni burada zorla tutuyorsun. İstemiyorum anlıyor musun? İstemiyorum, sen bana böyle davrandıkça da istemeyeceğim. Bırak beni anlıyor musun? N'olursun bırak" dedim gözlerimden yaşlar akarken. Elini burun kemerine götürüp sıktı ve çaresiz çıkan sesiyle "Kokunu bir kere içime çektim ben, ben istesem de buradaki izin vermez." deyip elini kalbinin üzerine bıraktı. Daha fazla konuşmadık. Ben duvar boyu kayıp yere çökerken oda önümde oturup ellerimi tuttu ve başını dizlerimin üzerindeki ellerimin üstüne bıraktı. Bu haliyle küçük bir çocuğa benziyordu. Biz çaresizliğimizi aynı anda yaşıyorduk. Bu yüzden ikimizin de birbirimize yararı olmuyor. Kapak tasarımı uselesspeople'a aittir.
39 parts