"Bi yıldız kaydı Mira,bak!" Yavaşça Simay'ın işaret parmağıyla gösterdiği yere baktım. Sonra gözlerimi devirdim. Simay beni görünce tüm heyecanını kaçırdığımı anladığım yüz ifadesiyle baktı. Bezmiş bi ses tonuyla konuşurken ben hala yola bakıyordum. "Yine noldu?" "Hiç... sadece neden bu kadar sevindiğini anlamadım..." "Neden sevinmeyeyimki? Belki dileğim gerçek olur..." dedi iç çekerek. Anlamsız bi şekilde güldüm. "Karanlığın hüküm sürdüğü yerde o küçük ışık kim bilir kimlerin ağırlığını taşıyorduda üstünde dayanamayıp gitti." Devam ettim. "Kim bilir kaç kişinin sırrını biliyordu da dayanamadı. Kaç kişinin hayatını,yaşanmışlıklarını,küçüklüğünü,ilklerini,sonlarını,maskelerini,insanların insanlara göstermediği diğer yanını..." Simay'dan ses soluk kesilmişken kafamı yukarı kaldırıp yıldızlara baktım. "Belki bi gün hepsi teker teker dayanamayıp gider." Beni pür dikkat dinleyen Simay'a döndüm. "Zaten hep öyle olmazmı?" O neyden bahsettiğimi anlamayan gözlerle gözlerimi sorgularken ben tekrardan sokak lambalarının sarı,güçsüz ışığının zar zor aydınlattığı yola odaklanarak mırıldandım. "Hep giderler..." Gözlerimin dolduğunu bile farketmezken yanağımı ıslatan sıcak sıvıyla irkildim. Hızla göz yaşlarımı silerken Simay koluma girmiş bana özür diler gibi bakıyordu. "Off neyse ya! Yıldızların canı cehenneme...." Ne kadar yüreğim göz yaşlarıyla dolan küvette boğulurken benden yardım istesede pek yardım etmeyi seven bi yapım yoktu. Belki bi gün boğulurum. O zaman bi yıldız daha kayar... Yaşanmışlıklarımı da alıp giderim...All Rights Reserved
1 part