Hayatının 36 yılını bir mahkum olarak çeşitli hapishanelerde geçiren bir mahkum, tam 36 yıl sonra tahliye olurken ilk tutuklandığı gün söylediği şeyi tekrar eder: Ben masumum!
Bu olay yerel bir gazetede köşe yazarlığı yapan genç bir kadının ilgisini çeker ve adama ulaşarak kendisiyle röportaj yapmak istediğini söyler. Adam bu teklifi geri çevirmeyerek, gazeteci kadınla görüşmeyi kabul eder. Adam çocukluğundan başlayarak tüm hayatını, hapishaneye nasıl girdiğini her şeyi anlatır. Duydukları karşısında hayli şaşıran kadın, adamın gerçekten suçsuz olduğunu anlar ve kendisine yardım etmek istediğini, gerekirse davanın yeniden açılabileceğini söyler. Fakat adam bunu kabul etmez ve artık hiçbir anlamı olmadığını söyler. Kadın yine de ısrar ederek adama, toplum nazarında azılı bir suçlu olarak kalamayacağını söyler.
Bunun üzerine adam kadına şöyle der: 72 yaşındayım, çok fazla zamanım kaldığını da sanmıyorum. Sahip olduğum her şeyi kaybettim. Bu yüzden artık insanların ne düşündüğü umurumda değil. Önemli olan toplumun beni nasıl karşıladığı değil, benim toplumu nasıl karşıladığım.
Yaklaşık dört saatlik bir konuşmanın arından röportaj biter ve kadın adamın yanından ayrılır. Bir kaç hafta sonra gazetede "Sana Bir Özür Borcumuz Var" başlıklı bir makale yayımlanır. Yazı kısa zamanda duyulur ve halktan büyük ilgi görür. Yüzlerce, hatta binlerce insan, ellerinde rengarenk çiçeklerle adamın kapısına kadar gelir. Ancak adam o kalabalığın sesini hiçbir zaman duyamaz.
In this book, you'll get a behind the scenes look at how your favorite characters were born, my creative process, and the dirty details never before revealed.
Tex's Camp Q&A: Come sit by the fire and ask me whatever you'd like. We can roast marshmallows, tell scary stories, and hang out in the comments like a big, happy family.
Gator's Backstage Pass: A place full of secrets. Learn the-sometimes embarrassing-details on how my wildest scenes came to life, facts about the characters, the process, and myself.