"Açık açık söyle bana! Babam gibi misin sen de? Onun gibi acımasız, dayatıcı, kuralcı mısın?
Her kadın; birlikte olacağı, evleneceği, çocuklarının babası olarak hayal ettiği adamın babasına, kahraman gibi gördüğü babasına benzemesini ister. Ama ben istemiyorum! Ben hayatımdaki adamın babama benzemesini istemiyorum, anlıyor musun? O benim çocukluğumu, hayallerimi çaldı; sen de kalbimi çalmak istiyorsun. Eğer ona benziyorsan yapma bunu, yalvarırım sana... Ona benziyorsan bana bunu yapma..."
Genç kadın gözünden düşüp yanağını sırılsıklam eden yaşların arasından konuşurken nefesi kesiliyordu. Hıçkırıkları bulundukları odada yankılanırken karşısındaki adamın ifadesiz suratı yavaşça duygu yüklü bir hal aldı, bedeni kendisine arada kalan kısa mesafede daha da yakınlaştı.
Gözleri gözlerine bakarken onun sessizce ifadesini dinledi.
"Babana benzemiyorum güzelim, ben kimseye benzemiyorum. Benimle olduğun hayatta sana acı vaadedmiyorum."
Yüzünde adamın ellerini hissederken gözlerini usulca kapattı. Dokunuşu onu bulunduğu yerden koparırken fısıldadı.
"Sadece huzur istiyorum, kendi kararlarımı verdiğim huzurlu bir hayat."
"Tüm yaşananları unutturacağım, söz veriyorum."
Kendi adına özür diler gibiydi adamın sessiz ama içten olan sözcükleri. Yapılanlar adına yaptıkları adına özür diliyordu, hissediyordu Zeynep.
Peki tüm bu yaşanılanlar unutulabilecek miydi?
- KURTARICI
Yapamazsın dediler , onların her şeyi satın alabilecek kadar çok parası ve çok fazla adamları var .
Sen yetimhanede büyümüş hiç birşeyi olmayan birisin , ayakta duramazsın seni bitirirler dediler .
Ben ise zenginlerin yalandan mutluymuş gibi davrandıkları o şaşalı hayatları en güzel yerden gören bir masaya oturdum .
Masanın bir tarafına silahımı , diğer tarafına ise tesbihimi koydum ve arkama iyice yaslandım .
Herkes bana korku ile bakıyordu , ne yapıyor bu adam diye .
Mekanın sahibi yanıma geldi ve bana kim olduğumu sordu .
- Ben Alparslan Veziroğlu .