"Açık açık söyle bana! Babam gibi misin sen de? Onun gibi acımasız, dayatıcı, kuralcı mısın?
Her kadın; birlikte olacağı, evleneceği, çocuklarının babası olarak hayal ettiği adamın babasına, kahraman gibi gördüğü babasına benzemesini ister. Ama ben istemiyorum! Ben hayatımdaki adamın babama benzemesini istemiyorum, anlıyor musun? O benim çocukluğumu, hayallerimi çaldı; sen de kalbimi çalmak istiyorsun. Eğer ona benziyorsan yapma bunu, yalvarırım sana... Ona benziyorsan bana bunu yapma..."
Genç kadın gözünden düşüp yanağını sırılsıklam eden yaşların arasından konuşurken nefesi kesiliyordu. Hıçkırıkları bulundukları odada yankılanırken karşısındaki adamın ifadesiz suratı yavaşça duygu yüklü bir hal aldı, bedeni kendisine arada kalan kısa mesafede daha da yakınlaştı.
Gözleri gözlerine bakarken onun sessizce ifadesini dinledi.
"Babana benzemiyorum güzelim, ben kimseye benzemiyorum. Benimle olduğun hayatta sana acı vaadedmiyorum."
Yüzünde adamın ellerini hissederken gözlerini usulca kapattı. Dokunuşu onu bulunduğu yerden koparırken fısıldadı.
"Sadece huzur istiyorum, kendi kararlarımı verdiğim huzurlu bir hayat."
"Tüm yaşananları unutturacağım, söz veriyorum."
Kendi adına özür diler gibiydi adamın sessiz ama içten olan sözcükleri. Yapılanlar adına yaptıkları adına özür diliyordu, hissediyordu Zeynep.
Peki tüm bu yaşanılanlar unutulabilecek miydi?
- KURTARICI
''Birlikte belanın içine batabileceğimiz kadar battık. Ve şimdi, seni bırakmayacağım... Benimle misin?''
---
Zeynep, kendini yeni okuluna başladığı ilk gün bir felaketin ortasında buldu. Okulu, salgın bir hastalık nedeniyle karantina altına alındı. Karantinanın akşamında ise kendini okulun karanlık koridorlarında bir kız öğrencinin cesedinin başında buldu. Üstelik yalnız değil, onlar da yanında... Mahşerin üç atlısı. Bu, sadece bedenleri değil ruhları da karantinaya alınan dört kişinin hikayesi. Bu onların özgürlüklerine ulaşmak için yaşadıkları esaretin hikayesi. Bu, birbirlerinin her şeyi haline gelen, birbirlerine gökyüzündeki son yıldız yanıp kül oluncaya kadar birlikte olacaklarına söz veren dört arkadaşın hikayesi. Bu mahşerin dört atlısının hikayesi. Şimdi, bizimle misiniz?
"Bizim bedenlerimizi karantinaya almadılar. Ruhlarımızı karantinaya aldılar. Bizim ruhlarımız tanıştığımızdan beri karantina altında. Ne çıkabiliyoruz bu karantinadan, ne de birbirimizden ayrılabiliyoruz. Ruhlarımızı birlikte bir karantina altına aldılar, ve bizim bundan sonraki tek savaşımız bu karantinadan kurtulmak. Kurtulduğumuzda bile birlikte olacağız, ama özgür olacağız. Savaş bitti, ve biz sağ kaldık. Savaş bitti, ve biz hala ayaktayız."