ATEŞTEN GÖMLEK
  • Reads 64,042
  • Votes 7,697
  • Parts 23
Sign up to add ATEŞTEN GÖMLEK to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
36 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
KÜÇÜK KAHRAMAN by smilingboook_
8 parts Ongoing Mature
"Biliyor musun?" diye sordu gözlerimin içine bakarak. Aynı zamanda bana karşı bir adım atarak aramızdaki mesafeyi kapattı. Bu sefer ondan korkmadan, gözlerimi kaçırmadan durdum karşısında ve cevap verdim. "Neyi?" İlk kez bana bu kadar içten gülümsedi. Hep attığı alaylı gülümsemeler yüzünden olsun, ya da histerik kahkahalar yüzünden olsun hasret kaldığım o gamzelere takılı kaldı gözlerim. "Senin.." dedi ve gözlerime baktı. Yanında kaldığım günden beri ilk kez bana böyle bakıyordu. "Çilek kokunun.." diyerek bana karşı bir adım daha attı ve elini yanağıma çıkarıp incinmemden korkarcasına okşadı. Karanlık bakışları sadece gözlerimdeydi. Biran bile ayırmıyordu gözlerini sanki ayırsa sözleri söyleyecek cesaretini kaybedecekti. "Nereden tanıdık geldiğini.." dedi ve bakışlarını kaçırdı. Ne zaman bu konu açılsa sonu hep benim rezilliğim ile bitiyor ve ben bu sefer kendimi rezil edecek bir hareket yapmak istemiyordum. "Buldun mu?" diye sordum ben onun aksine bakışlarımı ondan ayırmadan. Çünkü sonunda bende ona sırrımı verecektim. Gözlerini tekrar gözlerime çevirdi ve derinden aldığını nefesini yüzüme soludu. Başını olumlu anlamda sallayarak konuştu. "Buldum, kokunun sahibini ve onunla ilgili çok önemli bir şey buldum."dedi elini kalbimin üzerine koydu. Başını eğip burnunu boynumda gezdirdi. "Bir yıl önce kucağımda ağlayan kızın, elimin altında kanatsız kuş misali çırpınan bu kalbinin benim için çarptığını da buldum." dedi gülümseyerek. "Geciktin." dedim dolmuş gözlerimle ona bakarak. Artık çok geçti. Başını beni onaylarcasına salladı. "Geciktim. Artık benimsin." dedi ve beni kendine çekerek dudaklarını dudaklarıma bastırdı.
KIYAMETİN KALINTILARI by 12_personne_89
2 parts Ongoing Mature
"Sana olan sevgimden şüphe ediyorsun."diye fısıldadı yavaşca. "Kavramları karıştırma." Bedenimi esir alan öfkenin içinde yandım. "Bir sevgiye inanmakla ondan şüphe etmek arasında dağlar kadar fark vardır." Yandığım bu öfkenin ateşinde yalnız olmayı reddeden gururum, bir şeytan gibi ininden çıktı. "Senin sevgi saçmalığına inanmıyorum." Ruhumu kölesi yapan gururum elini ona, günlerdir, haftalardır beni sevdiğini iddia eden adama uzattı. "Senin gibilerini çok gördüm ben." O'ysa yanacağı ateşe bakmadı. Ona uzatılan o eli tuttu ve ruhu, öfkemin ateşinde yanmaya başladı. "Ayrı dünyaların insanlarıyız saçmalığına girmeyeceğim çünkü bir birini seven iki insan gerçekten istiyorlarsa o dünyayı bir kılarlar." İçime sert bir soluk çekerken, gözlerim yüzünde gezindi. "Ama ben bunu istemiyorum be adam!" Şeytan, öfkemi harladı ve ikimizde daha çok yandık. "Anlamıyor musun?!" Anlasın istedim, gerçekten anlasın istedim çünkü böyle yaparak nefretimi daha çok kazanıyordu. Ağır ağır başını salladı. "Sevgim sahte değil." Sinirimden gülerek ellerimi yüzüme bastırdım. "Bana inanmıyorsun ama bunu sana göstereceğim." Arkasını dönüp odadan çıktığında kapanan kapıyla birlikte, yüzümde bir gülümseme belirdi. "Çok yakında bu oyun bitecek."dedim kararlılıkla. Şeytan yanımda durdu ve gülüşüme eşlik etti. "Herkes hakettiğini yaşayacak." Kapak tasarımı: zeyradesignn Instegram: zeyradesignn Yetişkin içeriklidir rahatsız olanlar okumasın. (Berdel, kuma, intikam hikayesi değildir.) Not: tanıtımdan dolayı hikayenin klasik bir mafya kitabı olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak bildirmek isterim ki, farklı bir kurgu yazıyorum. İlk bölümü okursanız anlayacaksınız. Sevgilerle. Hayalet yazar'dan.....
You may also like
Slide 1 of 10
GECENİN İZİ cover
Kara Gül  cover
AŞK-I İLÂHÎ cover
GÖNÜL ŞİFASI cover
KÜÇÜK KAHRAMAN cover
Fındık Tarlası cover
SİYAH GÜL cover
KIYAMETİN KALINTILARI cover
🌼PAPATYA 🌼(Düzenlenecektir) cover
PAYASLI cover

GECENİN İZİ

36 parts Ongoing

Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....