Ben geldim anne... Kanatları yorgun kelebeğin geldi. Ahh, anne. .. birşey var, tam şuramda, sol göğsümün altında, canımı ölesiye acıtan bir şey... Sanki tüm dünyanın yükü üzerimdeymiş de altında eziliyormuşum gibi. Kaburgalarım sızlıyor anne...Göğsümü parçalayıp kalbimi içinden sökmeye çalışıyor kirli eller. Bitmiyor karanlığım anne...Ben ışığa doğru yürümeye çalıştıkça karanlık gölgeleriyle yönümü kaybetmem için önümü kesiyorlar. Bak anne... orada tam karşımızda bir adam var görüyor musun ? Bize bakıyor ışık saçan kara gözleriyle. Susuzluktan ölmek üzere olan bu kırgın kelebeğinin üzerine yağmur damlası gibi düşüp ona yeniden can veren adam. Karanlık kuyulardan beni çekip çıkaran, güneşin varlığına yeniden inandıran adam. Uçmayı unutmuş kanatlarıma inatla yeniden kanat çırpmayı öğreten adam. Olur mu dersin anne? Uzar mı bir günlük ömrü bu kanatları kırık kelebeğin? Sevdanın gücü yeter mi yeniden gökyüzünde süzülmesi için? Bu kara gözlü adama iyi bak anne... İşte O son nefesimi vermek üzereyken nefesime nefes olan adam... O kimsenin görmediği gözyaşlarımı avuç içleri ile silen adam... O benim Rabbim' den sonra ki tek sahibim... O benim karanlığıma fütursuzca doğan güneşim... O benim kırık kanatlarımı arsızca saran hekimim... O benim geleceğim... O benim ömrümü yoluna sermek istediğim en güzel duam... Annee... galiba kelebeğin sonunda aşık oldu.
53 parts