Karanlık sokakta aniden kolumdan çekilmemle sırtım sert bir bedene çarptı. - Kimsin? Kulaklarıma dolan bariton sesle birlikte kekeleyerek cevap verdim, ne diye bilmediğim bir şehirde ara sokaklara girdiysem zaten. -Be-ben kayboldum. Cümlemle birlikte arkadan belimi kavrayan elindeki bir metalin karnıma sürtünmesiyle vücudumun en tenha köşelerine kadar zangır zangır titrediğimi hissetmem bir oldu. -Gecenin bir vakti? Bu sokakta? Keriz miyim ulan ben. Dua et kadınsın. Yoksa şimdi yerde it gibi kıvranıyor olurdun.Gerçi konuşmazsan sonunun pek de farklı olacağını söyleyemem ama. Kimin adamısın konuş.Pardon kadını mı demeliydim, daha doğrusu sürtüğü? Böyle kötü ve ahlaksızca şeylerle itham edilmek asla sessiz kalabileceğim türden bir şey değildi. Hem de hiç tanımadığım bir adam tarafından.Silkinerek kendime geldim. ve kolumu hızla çektim. - Ben kimsenin hiçbir şeyi değilim. Hele de bir sürtük asla değilim. Tamam mı? Kimsin ya da beni kim sandın bilmiyorum ama ben bu şehirde yeniyim ve sadece daha kısa yoldan evime gidebilmek için ara sokakları kullanmak istediğimde kendimi burada buldum. Arkamı dönüp geldiğim yoldan yürümeye başladım. - Abi gitti kız yakalayayım mı? - Yok, Cemil gerek yok. Belli ki onlardan değil. Ama siz yine de evine kadar takip edip adresi bana mesaj atın. ********************** Ne ara bu kadar yakınıma girmişti bu ya! - Iııı Besim bey biliyorsunuz mu Angelina Jolie'nin bıçak koleksiyonu varmış. Dememle gür kahkahasının kulaklarıma dolduğunu hissettim. Bu muhteşem manzarayı kaçıramazdım. Ne de güzel gülüyordu zalımın oğlu.Kahkahası son bulup bana doğru daha da yaklaşmaya başlayınca başımı eğdim. - Utanma benden Açelya. Sen benimsin. Benim Açelya'm ...