Öyle bir yalana sarılmış ki hayatın, silahın gerçek. Seni hapseden geçmişinin parmaklıkları, nefesini kesense gelecek.
Aynaya baktığında gördüğün kişi yanılsaman, benliğin kafeste.
Yıllarca hapsolduğun yerde kaybettiğin kendini aradın, oysa kendini hiç kaybetmedin çünkü kendinde hiç olmadın. Planlanan tesadüfün gölgesi düştü üzerine, benliğin kafesi parçaladı. Vadesi dolmuş geçmişinin sahnelendiği karanlık sahnede ışıklar yandı.
Silahının namlusu sana döndü. Ama vurulan sen olmadın.
Şimdi söyle, ruhunun katili; savaş meydanını terk etmeni söyleyen ses kalbini paramparça ederken, gülümseyerek yıkımını izleyen sen değil miydin?
Anla. Ne sen bitirebilirsin bu savaşı artık, ne de gerçeğin.
.
"Gözlerinde, gözlerimdeki ölümü göreceğin zamanlar olacak. İşte o an, zamanın akmaya başladığı tek an."
Mirhan ağa kaşlarını kaldırarak karısının saçını okşayarak kulak arkasına aldı. Karısının öpmekten şişen dudaklarına alayla sırıtıp burnunu çenesinin hizasından boynuna getirdi, karısını soludu uzun uzun. Ve dudaklarını pürüzsüz boyna bastırdığında altındaki karısı gerilmişti.
"Benden başka kimse kokunu soluyamaz !" dedi Mirhan ağa keskin çıkan sesiyle, genç kadın altında yaprak gibi titriyordu. Karısının bağımlısı olduğu kokusunu solumayı bırakıp dudaklarını dudaklarına bastırdı.
"Benden başka kimse seni öpemez!"
Karısının üstünde yükselerek, zarif parmaklarını kendi kalbine bastırdı. "Ve benden başka kimse sevemez seni kadın!"
Kadın gülümsedi onun sevdiği uysallığına devam etti. Adam karısına hayran hayran bakarken alnını alnına yasladı sakince.
*
Töre hikayesidir.
"Ağa Serisi 1"
+18 sahneler ve rahatsız edebilecek ögeler içermektedir.
*