Sonbahar kendini göstermeye başlamıştı ki güneş kendini tüm ihtişamıyla ışınlarını denize nevresim olmaya hazırlıyordu. Renklerin ahengiyle Sonbaharın gazellerini anımsatıyordu. Tıpkı onun gibi diyerek iç geçirdi ömrünü adamak istediği kadını hatırlayarak. Gözlerinden süzülen bir kaç damla yaşları arkasında bırakmanın zamanı gelmişti. Son umudu olan 17.45 İstanbul trenini kaçıramazdı. Ya o trene binecekti ya da tohumlarını ektiği topraktan umutlarını bir bir söküp atacaktı. Bunun olmasını asla istemezdi. içindeki çığlıkları bastırarak gitmem gerek diyerek hızla koşmaya başladı. Koştu koştu koştu... Ve son durak ve son bilet.Wszelkie Prawa Zastrzeżone