Mirza, genç kızın sorusunu cevaplamadan masanın ortasında duran vazodan bir dal çiçek aldı. Parmaklarının arasında çevirirken, gözlerini karşısındaki genç kıza çevirdi.
"Leylak çiçeği ne anlama gelir bilir misin?"
Asuman boş gözlerle bakarak, göz ucuyla çiçeğe baktı. Mirza'da zaten bir cevap beklememişti, hemen kendi sorusunu cevapladı.
"Leylak çiçeği ilk aşk anlamına gelir. Kişiler bu çiçeği ilk aşklarına verirmiş. Buyur, doğum günün kutlu olsun." Diyerek çiçeği genç kıza uzattı.
Asuman şaşkınlıkla istem dışı uzanıp çiçeği aldı. Burnuna götürüp kokladı. Tamamen kendinden beklenmeyen hareketlerdi. Kendisini anın yoğunluğuna kaptırmıştı. Mirza karşısındaki kişiyi nasıl etkisi altına alacağını çok iyi biliyordu. Yaptığının farkına varan Asuman sinirle çiçeği masanın üzerine koydu.
"Bende o zaman sana bir nasihat vereyim. Bir daha bundan sonra sakın bir kadınla dans etme. Ha bir de avukat adayı bir kız ile asla dans etme. Ön sezileri çok kuvvetli oluyor. Karşısındaki insanın hareketlerini okuyabiliyor." Diyerek tebessüm etti Asuman.
Kızlar şaşkınlıkla Asuman'ın ne demek istediğini anlamaya çalışırken, bir de üzerine tebessüm etmesiyle iyice şaşkına uğramışlardı. Güldüğü için Asuman'ın Mirza'dan etkilendiğini sanmışlardı.
Mirza, başını eğip güldükten sonra genç kıza çapkınlıkla göz kırparak ayağa kalktı. Kendi masasındaki arkadaşlarına bahsi kazandığına dair işaret çakıp, yerine yürüyerek oturdu.
"İddiayı kazandım. Sözünü yerine getir."
Büyük aşka vesile olacak olan intikam, bir leylak çiçeği ile başladı. Bundan sonra beraber yanıp, beraber kül oldular.
NOT: KİTAP YOĞUNLUKLA DRAM İÇERMEKTEDİR!!!