Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
Ağaçlar bükmesinler n'olursun boyunlarını
Neden akşam oluyorum tren kalkınca
Kırlangıçlar birdenbire çekip gidince
Mendiller sallanınca neden tıkanıyorum
Öyle çok acımasız ki, öyle birdenbire ki
Az önceki çiçekler nasıl da diken diken
Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç...
O sularda çimdik, bitti: köprüleri geçtik, bitti
O elmanın tadı orada, o kuş çoktan öttü, bitti
Artık çocuk değiliz, susarak da bir şeyler diyebiliriz
Oyunlar oyuncaksı, oyuncaklar eski şarkı
Kavaklara oklu yürek çizip duran o çakı
Nerede şimdi, nerede şimdi
Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç...
🍁🍁🍁🍁🍁
Gerçekten mutlu ol... Olacağın değil, olduğun gibi mutlu ve kendin ol...
(Acemilik kitabımdır.)
Zengin, kendini beğenmiş, her şeyi elde edebileceğini sanan üniversite öğrencisi bir kız.
Maddi zorluklarla büyümüş hem çalışıp hem okuyan bir adam.
Seni, seni seçtim pikachu!
Şımarık kız, adamla uğraşmayı seviyordu.
Genç adam, hayatın gerektirdiklerini yapmakla meşguldü.
Kıza sinir oluyordu. Etrafında dolaşıp durmasına, çalıştığı yarı zamanlı kafeyi sürekli kendisi için kapattırmasına. Kuryelik yaptığı zamanlar, saat başı sipariş vermesine. Okulda bir anda karşında belirmesine. Kızıl saçlarına, yeşil gözlerine, sürekli giydiği tulumlarına baştan aşağıya sinir oluyordu.
Oysa kız başlarda onu sinir etmekten hoşlansa da, zamanla bunun olmasından kırıldığını hissediyordu. Kantinde onunla yemek istediği için karşısına oturduğunda, kalkıp gitmesin istiyordu. Kafeyi sırf iki kelam konuşmak için kapattırdığında yüzüne baksın istiyordu. Geceleri bir şeyler sipariş verdiğinde, adamın sıkkın yüzü yerine gülümsemesini istiyordu.