Beyaz Savaş
  • Reads 78,357
  • Votes 3,071
  • Parts 69
  • Reads 78,357
  • Votes 3,071
  • Parts 69
Complete, First published Jun 02, 2014
Beyaz Savaş; yalanlarla gerçeğin, sevgiyle nefretin, ölümle yaşamın, kılıçlarla kalkanların, sessizlikle seslerin, sırlarla açıkların, karanlıkla ışığın savaşıdır. Her savaş bittiğinde, devam edecek olan bir mücadeleden ibarettir.
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add Beyaz Savaş to your library and receive updates
or
#135insan
Content Guidelines
You may also like
ÇOK SEVMEK YASAKLANMALI | Mahalle Hikâyesi by senemeevren
27 parts Ongoing
"Bir adam ile yara bandının hikâyesini hiç duydun mu?" diye sordum meraksız bir tonda. Çünkü anlatmak istediğim sıradan bir hikâye değildi, kendi yazdığım bir hikâyeydi. Yüzüne bakmadığım için ne tepki verdiğini görememiştim ama onu tanıdığım kadarıyla -bu da çok uzun bir zaman dilimine tekabül ediyordu- şu anda hafif çatık kaşlarıyla bana bakıyor olmalıydı. "Hayır," dediğinde sesinde bariz bir sorgu vardı. Onunla konuşmaktan kaçındığımı çok iyi bildiğinden onunla sözlü iletişime geçmiş olmama oldukça şaşırmıştı. "Bir gün bir adamın kolunda ufak bir yara açılmış." diye başladım çatallı sesimle konuşmaya. "Çok ufak bir yaramış ama, öyle hastaneye gitmesine gerek yokmuş. Küçük bir sıyrıkmış sadece." Kalbim acıyordu. Keşke bu şekilde gelmesiydi bana. Böyle gelmeseydi. Hafifçe yutkundum. "Bir yakınından yara bandı istemiş. Kapatmış yarasını o yara bandıyla. Kısa bir süre birlikte yaşamışlar mecburen. Birkaç gün içinde iyileşmiş adam ve kolundaki yara bandını bir an bile düşünmeden atmış çöpe. İhtiyacı olduğunda hemen sarıldığı yara bandından iyileştiğinde hemen kurtulmuş." Sustum, çünkü devamını getirmek zordu. Ona hayır demek çok zordu. Hafif ıslanmış gözlerimi tekrardan gözlerine çevirdiğimde onun hâlihazırda bana bakan gözleriyle karşılaştım. Gözlerinin içine bakarak devam ettim. "Olan da yara bandına olmuş. Temiz, tertemiz yaşamı bir çöpte sonlanmış. Çok zaman geçmiş, en sonunda biri bulup temizlemiş." Keyifsizce tebessüm ettim bir anlığına dolu dolu gözlerimle. Gözlerimdeki bakışları dudaklarıma düştü. "Eskisinden daha iyi, daha temiz görünüyormuş artık. Ama..." Gözlerimiz birleşti. "İçi paramparçaymış." "Dilara..." Bu gece ikinci kez kestim sözünü. "Ben yara bandının yaşadıklarını yaşamak istemiyorum."
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
72 parts Ongoing
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
You may also like
Slide 1 of 10
Kalbe Bırakılan İlk Öpücük | BASILI ESER cover
ÇOK SEVMEK YASAKLANMALI | Mahalle Hikâyesi cover
Müzik Kutusu (Tamamlandı) cover
GÜNAHTAN DAMLAYAN KAN  cover
ALACA TUTKUSU cover
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) cover
Zorbalık cover
YAŞAM ATEŞİM cover
Gri düşler  cover
Genesis ᴮˣᴮ cover

Kalbe Bırakılan İlk Öpücük | BASILI ESER

3 parts Complete

Hakan Karaduman; iç içe yaşayan bir ailenin, birbirlerinden kopuk olan bireylerinin arasından küçük yaşta sıyrılıp kendine bir hayat kurmak için yola çıkar. Henüz küçüktür ve en önemlisi ondan daha da küçük olan bir kardeşi vardır yanında. Evden çıktıktan sonra Hızır Ali Kurt isimli biriyle tanışır ve hayatı tamamen değişir. Ebru Akkılıç; Onu ilk gördüğü andan itibaren unutmak için hiçbir girişimde bulunmamış, üstelik Hakan ne kadar istemese de onun gittiği yere gitmiş yine de onu aşka ikna edememişti. Ebru ile Hakan; zıt kutupların en uç köşeleriydi. Aşkta bu kutupların zıt olması bir şeyi değiştirir miydi? Ebru, Aydos mahallesinin sıcacık insanlarını tanımaya başlayıp, onlarla beraber yaşamanın nasıl da eğlenceli olduğunu, hayatın tadına vardığını hissederken; Hakan, birisi tarafından delice sevilmenin, hiç kimsenin göründüğü gibi olmadığının ve kalbin asla söz dinlemediğinin farkına varacaktı. "Kalbinden öptüm ben seni. Kaburgaların şahidimdir." "Kalbime bir öpücük kondurdun, ölsem de unutamam."