Dövüş Kulübü
  • Reads 466,406
  • Votes 22,112
  • Parts 21
  • Reads 466,406
  • Votes 22,112
  • Parts 21
Complete, First published Jun 02, 2014
"Bir randevumuz var sanıyordum"
Zack Bressler!
Dylan, gözlerini açtı. "Kabul ettiğimi hatırlamıyorum" dedi sert bir sesle. "Sen bana sadece emrivaki yaptın."
Zack, cıkcıkladı. "Dylan" dedi kınar bir sesle. "Sana bir tavsiyem var benim sevgili müstakbel sevgilim" dedi. Sesindeki alay fark ediliyordu. Gazeteleri okuduğu belliydi. "Eğer hemen buraya gelmezsen adam gönderir seni zorla getirtirim. İnan bana, buraya gelmek dışında bir seçeneğin yok."
Telefon kapandı. Dylan, gözlerini kırpıştırarak telefona baktı ve ardından ayağa kalktı. Banyoya doğru giderken bir an durdu. Gazeteler hala sehpanın üstünde duruyordu.
'BÜYÜK DÖVÜŞÇÜNÜN GAZETECİ SEVGİLİSİ' diyordu manşetlerden birinde. Bir diğerinde ise 'ESKİ DÖVÜŞÇÜNÜN GİZEMLİ GAZETECİ SEVGİLİSİ!' diye bahsediyordu.
All Rights Reserved
Sign up to add Dövüş Kulübü to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
DİVANE ✔️ by selmakeskin_
58 parts Complete
"Küçük bir kız çocuğu gibisin." Soğuğun içime ilmek ilmek işlemesi gecenin ayazından değildi, onun buz gibi sözlerinden ürpermiştim. Gök yüzünde bizi seyreden yıldızlardan ziyade kendi ışığının aydınlattığı, o zehir karası delici gözlerine yerleşen alaylı parıltı ve söylediği son şeyle çileden çıkmıştım artık. İçimde lavlarını köpürterek sabrımın son demlerinde dolanan volkan patlamaya hazırdı, bu işin başka çaresi yoktu ve inceldiği yerden kopacaktı. Ben onun sayesinde çoktan büyümüştüm fakat o her seferinde inadına yapar gibi çocuk olduğumu savunuyordu. Beni bakışları, tavırları, hareketleri ve kelimeleriyle resmen eziyordu. Kalbimi eziyordu. "Çocuk falan değilim ben!" Diye bağırdım sonunda içimdeki ateşten okyanus çaresizce çırpınan benliğimi cayır cayır yakmaya başlarken. Aynı anda hem üşüyor hemde alev alev yanıyordum. Kendi içimde birçok imkansızı barındırıyordum. Sertçe yutkundum... Sesimi iyice yükselttiğimde tek bir mimiğimi bile kaçırmak istemiyormuş gibi dikkatle beni izlemeye başladı, artık gerçekten dayanamıyordum. "Çocuk değilim anladın mı? Değilim! Sana abi demek zoruma gitmeye başladığında büyüdüm ben!" Diye adeta haykırdım. "Duygularımı gizlemeyi öğrendiğimde büyüdüm! Susmayı öğrendiğimde, sessizce ağlamayı öğrendiğimde büyüdüm! Gözümün önünde başkasına dokunduğunda büyüdüm!" Ona ilk kez utanıp çekinmeden kurduğum bu uzun ve acımı haykıran cümleler tüm nefesimi tüketmişti fakat söyleyecek son bir sözüm daha kalbimin en ücra köşesinden saniyeler sonra çıkagelmişti. "Seni sevdiğim gün büyüdüm ben." Diye fısıldadı güçlükle soğuktan zangır zangır titreyen dudaklarım.
GÖKTE BİR YERYÜZÜ KALDI by Nisatasaya
4 parts Ongoing
Ben, beni yakan güneşe, inanmadığım bir tanrıya ve nereden geldiğini bilmediğim kehanetlere dua etmek zorunda bırakılıyordum. Yakılıyorduk, parçalanıyorduk, sis tarafından yutuluyorduk. Binlerce asır önce gökten yeryüzüne düşen ve göğün tamamen bir boşluktan ibaret olmasına neden olan tüm yıldızlar sanki hâlâ düşmekteydi, çünkü ben karşıma baktığımda yangınlar, buharlaşan denizler ve taşan yanar dağlar görüyordum. Neresi olduğunu bilmeden, gerçek tanrının çoktan terk ettiği ve güneşin ısıtmayı bıraktığı bu diyara gelmiştim ve işlediğimi bilmediğim günahların gazabına uğruyordum. Bileklerimiz kelepçelerin içinde hapsoluyordu. Masumların boynu urgana kıstırılıyor, bedenleri ateşle yakılıyordu. Geçmişte gizlenen deniz şimdi dayanamayarak taşıyor, belki de bir zamanlar boğulan bedenler ve diyarlar tekrar doğuyordu. Eski parşömenler derdi ki, iki beden göğe yükseldiğinde, kızıl saçlar, ay ve güneş gözler ortaya çıktığında hikâye biter. Derler ki gök, tanrılarını bir gün yanımıza gönderecek. Ben, kendimi ateş sanırdım, bir avuç külmüşüm. Okyanus bilirdim, kurak çölden ibaretmişim. Şimdi gök sadece koca bir boşluktan ibaret. Gökyüzünde derin çığlıklar kaldı, biliyorum, ama biz onları duyamayacak kadar alçaktaydık. Ölü bir annenin mezarında doğmuştum, farkındaydım. Fakat beni mezardan kimin çıkardığını bilmiyordum. O yüce gördükleri toprak, daha ölmeden beni gömmeye çalışıyordu, belki de kendimi kurtaramayacaktım. Gökte bir yeryüzü kaldı, biz bunu fark edemeyecek kadar derindeydik. ... "Yeminler olsun, Sis bizi yutmasın. Işık bizi saracak, Karanlık bizden kaçacak. Lanetler şahit olsun. Sis bizi yutmasın. Toprak bize iyi davransın, Ölülerimizi saklasın. Güneşin yansımaları, Yüce toprağın içine gömdükleri, Ve ateşin sarıp sarmaladıkları. Lanetler şahit olsun ki sis bizi yutmasın.
You may also like
Slide 1 of 10
Lafügüzaf  cover
DİVANE ✔️ cover
SEVDA KONMUŞ DALLARIMA  cover
ASTRAL SEYAHAT NEDİR NASIL YAPILIR cover
GÖKTE BİR YERYÜZÜ KALDI cover
Siyah Ve Beyaz cover
Başrol cover
90'lar Yeniden cover
BİR TUTAM TASARIM cover
SAHİPSİZ NOTLAR cover

Lafügüzaf

17 parts Ongoing

Aşk suçtu. Senin olmayan birisi için beslediğin duygular bir cellat gibi dikilirdi karşına. Sonra kollarına iki asker girerdi, o askerler başını bir kütüğün üstüne bastırırken boynuna inecek baltayı büyük bir sabırla beklerdi insan beklerdi ki, cellat alacak onun kellesini. Ama o balta inmeden önce, dururdu zaman. Sabır kanatırdı insanın her bir zerresini, bir işkenceden farksız akardı saniyeler, bir sudan sessiz, bir dalgadan daha hırçın. Aşk cellatı, ve o balta aşkın ellerinden inerdi insanın boynuna. Sevda cehennemdi, seni sevemeyen birinin aşkı ateşdi. Kendi kalbini yakan, kendi kanını akıtan bir kılıçtı. İnsan nasıl saplardı kendi sırtına bıçağı? İnsan ancak aşık olsa ihanet ederdi kendisine. Aşk ihanetdi, aşk en büyük oyun ve insanın kendine yaptığı ihanetdi. O Yavuz Payidar'dı, kendine en büyük ihaneti yapmış sırtına bir bıçak saplamış, boynunu bir cellatın önüne uzatmıştı. O Payidar'dı, sevdalanmıştı. Ve sevda, onun ihanetiydi.