Sonbaharın gelmesiyle yere düşen yapraklar gibiydim ben, kalıcı değildim hayatta. Ne tutunacak bir dalım ne sığınacak bir ailem vardı. Bana tek öğretilen şey öfkeydi, acıydı. Yara almayı, yara vermekten çok önce öğrenmiştim halbuki. En çok zararı kime vermiştim? Bilemiyorum. Zamanla öğrenmiştim her yaranın kalıcı iz bırakmadığını ve yaralarımı sarmayı. Her sonbaharda ömrümden kaç yıl geçmişti? Her düşen yaprakta kaç hayalim terk etmişti beni... Sayamayacak kadar çok... İnsan yalnız da yaşarmış ama umutsuz yaşayamazmış... Öğrendim fakat çok sonra.