...
"Gece çöküyor, felaketim kapımda uyukluyor. Duyuyor musun Gece?" Turuncu bulutlara çevirdi yüzünü. "Şafak beni çağırıyor."
Bu sefer gözlerimi ondan çekmedim. Göğsümdeki öfke yanıyordu ve o yangının harlanması için elinden gelen her şeyi yapıyordu. Tüm gücümle "ben sana ne yaptım," diye bağırdım. Ellerim şakaklarıma giderken delirecekmiş gibi hissediyordum. "Ben hiçbir şey yapmadım sana."
Öfkeli sesimi umursamadan bana bakıp gülümsedi. "Gece çöküyor, aydınlık damarlarımı öpüyor. Şafak bittiğimi söylüyor."
Elleri kahverengi ipin iki tarafına da tutunduğunda "dur," dedim.
Duraksamadı.
Ellerinin değdiği ölüm siyah saçlara sürtündü. En son boynuna oturdu. Gözlerim yanıyordu, çöküyordu. Gece çöküyordu. Kafamı yana yatırdım. Yalvarırım dur. Ona yalvarmamı istiyorsa yapabilirdim. Elimi ona doğru uzattım. Çaresizce, "Gece yeniden doğmak için soluklanıyor, aydınlık damarlarıma sızıyor. Şafak seni yanında istemiyor" diye fısıldadım. Beni duyuyordu. Gülümsemesi yüzünde asılı kalırken boynunda asılı olduğu iple kafasını yana yatırdı. Bana acıyormuş gibi bakıyordu. Acıyor muydu?
Gözlerimizi ayırıp yüzünü göğe çevirdi. Karanlık boşluğa adım atmadan önceki zehirli fısıltısı beynimi gezmiş, yüreğime sızmıştı ve zihnimin duvarları üstüme yıkılmıştı. "Gece çöktü, kapı kırıldı ve darağacına küçük bir kadının bedeni asıldı..."
Ben : anneni ara.
Oğuz:ne ?
Ben: sen sinem teyzenin oğlu değil misin?
Annen onu aramanı söylüyor.
Oğuz : peki bunu o niye söylemiyor ?
Ben : şarjı bitmiş?
Oğuz : şarjı bitmişse ben onu nasıl arayacağım peki ?
Ben yazıyor...
Ben çevrimiçi...
Ben : bir dakika oha doğru?
Şarjı bitmişse nasıl arayacaksın ?
Oğuz : bu küçük detayı yeni fark etmen gözlerimi yaşarttı.
Ben : sen bana Altan altan laf mı soktun ?
Hayırlı bir evlat olup annen ara demeden arasaydın böyle olmazdı 🙃
Oğuz : şimdi de sen mi bana laf sokmuş oldun?
Ben : haspinAllah sınanıyorum herhalde , git ara ne bilim ben ya.
Laf filan da sokmuyorum ayrıca.
Oğuz : sen kimsin ?
Ben: komşunuz ?
Oğuz : komşumuz kim?
Ben : evine gelseydin bilirdin.
Oğuz :geldiğim zamanlarda oldu ama tanımıyorum seni ?
Ben : o da senin kayıbın olsun hayırsızlığı bırakıp evine uğrarsın artık belki ?
Oğuz : bu aralar sanmıyorum.
Ben : benim ruhumda hayırsızlık diyorsun.
Oğuz :hayırsız olsaydım bu vatanı korumak için canımı feda etmezdim.
Ben :ne ?
Oğuz: tek hayırsız ben değilmişim anlaşılan , komşusunun oğlunun mesleğini bilmeyen bir komşu kızı.
Ne üzücü.
Tanışalım yüzbaşı Oğuz Türk...