Sessizliği dinliyordum. Seneler evvel sırdaşımken şimdi en azılı düşmanımdı.
Belki huzur kollarında gizliydi fakat benim için değildi, delirdiğimi göremiyor muydu? Ben karanlığın soğuk kollarına aşık olan o kadındım. Sessizlik beni çıldırtırdı. Ben kan ve izdivaça tutsak olan o çaresiz kadındım. Sessizlik beni paklayabilir miydi?
İplerini ellerimde tuttuğum bir geçmiş vardı fakat geçmemişti. Acı oradaydı, gözlerimle gördüğüm, sesini kulaklarımla işittiğim o adamdaydı.
Uzandım. Dokunamayacağımı bildiğim hâlde parmaklarımı yüzüne uzattım ve "Karan," diye mırıldandım tenine bir milim kala. Dudaklarım dahi bedenimin her bir zerresi titrerken, "Beni hatırlıyor musun?" diye sordum fısıltıyla.
Nefesimden nükseden acı, yüzünü yalayan hafif bir esintiydi onun için. Bakışlarımda gördüğü o karanlık, aslında onun ruhuydu fakat bilmiyordu. Bilemezdi, zira hayat en büyük kozunu bizim üzerimize oynamıştı.
Yaklaştı. Her anını gözümü kırpmadan izlerken çenesini avucuma yaslayarak, "Kimsin sen?" diye sordu. Titreyen parmaklarımı yüzüne sardım, tenine sarıldım ve içim içimden çıkarken, bir damla gözyaşıyla kutladım bu acımasızlığını.
Tanrı, onu özenle boyamıştı. Biliyordum, onda en değerli renkler saklıydı. Kimsenin adını dahi bilmediği, çıplak gözle göremediği tüm o renkler onda gizliydi.
Göz kapaklarım titreyerek kapandı ve kirpiklerim birbirine karıştı. Zemherilerimi yeniden aralarken burnumdan sus çizgime uzanan bir sıcaklık hissettim fakat silmedim. Zira hissettiğim bu acı fiziksel anlamda beni bitirmeyecek olsaydı, ruhum diz kapaklarının üzerinde çürürdü.
Başımın döndüğünü hissederken göğsüne yığıldım ve alnım sinesine hapsolmuşken, "Yalvarırım," diye mırıldandım acı içerisinde kahrolurken, "Al içimdeki bu acıyı benden, kurtar beni senden."
Değerli okuyucu, hoş geldin!
Bundan tam 11 yıl önce yazmış olduğum kitabı okumak üzeresin
Ve dilerim beğenirsin.
Sevgiler.
*
Türünün son varisi ve korkunç bir varlığın soyunu taşıyor!
19 yaşındaki Sima Arweyn, bir gece yarısı akıllara durgunluk veren bir cinayete şahit olur. Kim olduğunu henüz bilmeyen ve her şeyden habersiz olan Sima, bunun sıradan bir cinayet olduğunu düşünür fakat gerçek bambaşkadır. Artık izi bulunmuştur ve imparatorluk Sima'yı yok etmesi için bir asker görevlendirir. Alain Martin!
Lakin Alain, imparatorluk gibi düşünmez ve Sima için kendi türüne karşı savaş açar ve bu savaşta yer altının kraliçeleri ile düşmüş melekler büyük rol oynar.
AYKUŞAĞI SERİSİ
1.YANGIN VE YAKUT
2.KAN VE KEHRİBAR
DÜZENLENMİŞ BÖLÜMLERİYLE YENİDEN YAYIMDA.
Kitabın telif hakkı tamamen bana aittir. Herhangi bir çalıntı söz konusu olduğunda yasal işlem başlatılacaktır.