Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, uzak diyarlarda bir erkek çocuğu yaşarmış ve her gün içermiş.
Acısı bitene kadar, tüm şişeleri bitirirmiş.
Bu günü ve yarını yokmuş, geleceği ise yetim bir çocuğun yarını gibi belirsizmiş.
Gözlerindeki acımasızlık etrafa dehşet yayarmış.
Herkes ona şeytan, ailesi ise serseri dermiş.
Karanlık bir kuyunun dibine kök salan o gölgenin adı...
Tekin Avcıymış.
Daha uzak bir zaman diliminde, paralel bir evrende, gözlerindeki yeşil sarmaşıklarda kaşiflerin cinayetini işleyen bir kız varmış.
Ruhu har, kalbi yangın yeriymiş.
Kirpiklerinden intihar ipleri asılıymış.
Orası, 42 şeytanın ölüm yeri, kızın yanakları o 42 şeytanın mezarıymış.
Teni 42 cehennem zebanisine mezar olan bu kızın adı...
Vera Çelikmiş.
43. şeytan kızın kirpiklerine intihar ipi asarken, şeytan kızın gözlerine aşık olmuş.
Kötülük, acı ve dehşet aşkı harlamış.
İyiliğin pişmiş kellesi, cehennemdeki kazanlarda pişmeye başlamış.
Ve oyun devam etmiş.
"Canımı acıtacak mısın?"
"Öyle acıtacağım ki, canın diye bir şey kalmayacak."
"Beni koruyacak mısın?"
"Öyle bir koruyacağım ki, ben bile zarar veremeyeceğim sana."
KÖTÜ ÇOCUKLAR
iyi kızları değil
KÖTÜ KIZLARI
SEVER