Karanlıktı. Fazlasıyla, bir gölge gözüktü. kısık olan ışıktan, karanlığı aydınlatan ışık gölgeyi oluşturdu. gölgesi bile korkutucuydu. Ateşi kendisinden soğutan. Karanlığı "Ben gerçekten karanlık mıyım?" diye sorgulatan, bir gölgesi vardı. O gölgeydi, ben ise onu ortaya çıkaran ışık. Benim tek olayım onu ortaya çıkarmamdı. O her zaman vardı. O yoktan var olmuştu. Varlığını hissetmek mümkün dahi değildi. O krallığın gerçek lideriydi. Ona benzemeye çalışan insanlar, başarısızlığa uğrayarak ölmeyi yeğliyordu. O gölgeydi. O ölüme denkti. Bu kuralı bozan kız adamın sonu olacaktı. Her daim tekrarlıyordu; "sonum olacaksın ışık" Belindeki 2 kılınçı hırsla çekti. Bu cılız beden nasıl bu şekilde güçlü durabilirdi. Neyine güveniyordu ki? Kendisinden kısa ve zayıftı. Karşısında ki erkek sandığı kız, kendinden beklenmeyen şekilde sertçe kılınçını çekti. Adamın vücutuna karşı hamle yaptığında, genç adam kılınçını önünde tutarak kendini savundu. Genç kızın taşla keskinleştirdiği kılıncı anında geriye giderken düşmemesini son anda engellemişti. Kızın güçsüzlüğünden yararlanarak hızla elindeki kılınçı genç kzın yüzüne savurduğunda kız yere düştü. Adam son hamleyi yapmak için kılınçı kaldırdığında, kız yüzünde ki maskeyi biraz kaldırıp, yanağında ki yarayı parmak uçlarıyla kontrol ederken açılan kısa sarı saçları önüne düşmüştü Ve adamın son hamlesini bekledi...