Durdu dünya, yıkıldı bedenler. Ve dirildi yıllardır kaçtığım cesetler. Hepsi bendim, hepsi benim yalnız kalınca sığındığım, oyun diye oynadığım arsız ve korkak düşüncelerdi.
Çığlık çığlığaydı ruhum, can çekişiyordu tenha köşelerde. Canına kıyılmıştı çünkü yine bu tenha köşelerde. Soluk soluğaydı, yorulmuştu çünkü kaçmaktan. Dur diyordum, bekle. Yapamıyorum artık, kaçamıyorum. Ben karşılıklı bir savaş istiyorum.
Gerçeklerden kaçmıştım, geçmişten... İzimi kimse süremesin istemiş yalanların ardına gizlenmiştim. Yeni bir kimlikle yeniden doğmuştum.
Her şey buraya kadardı.
Her doğum bir ölüme gebeydi.
Jean Black'in ölüm vakti gelmişti, mezarı yine o adamın gözlerinin içindeydi.
Ama Hermione Granger, Draco Malfoy'un kolları arasında yeniden doğuyordu.
Geç kalınmış bir elvedaydı hayata, yeni doğan bir merhaba.
-
"Sen bizim bir geleceğimiz olduğunu gördün ama benimki sensizdi. Gitmem gerektiğini biliyordun çünkü özgürlük bedel ödenmeden elde edilmiyor... Sanırım benim özgürlüğümün bedeliyse biz olduk."
Fenerbahçenin liberosu, fenerbahçenin kızıydı o. Hayatını bu renklere aşık olarak geçirmişti.
Onun aksine Barış Alper, galatasarayın jokeriydi. Bir iddialaşmayla girmişti kızın hayatına.
Ne de olsa zıt kutuplar birbirini çekerdi, değil mi?