Tanrıların kralı, göklerin hakimi Zeus'un yarattığı insanlar eskiden dört kollu, dört bacaklı, bir kafada iki ayrı yüze sahip, sırtlarından birbirlerine yapışmış şekilde ve her insan çift olarak yaşar şekildeymiş. Bu insanlar çifter çifter mutlu şekilde yaşamlarını sürdürürken, keyiflerine düşkünlükten dolayı tanrıları Zeus'a şükretmeyi unutunca Zeus insanları uyarmış. Daha sonra durum düzelmeyince kendisini unutan halka krallığına yakışan bir ceza vermek isteyen Zeus, onları huzuruna toplamak için kolları sıvamış.
Bakanların gözlerini kör edecek kadar parlak olan bıçağıyla insanları ikiye bölen Zeus, onların ruhlarını da ikiye bölmüş. Artık her insandan iki tane varmış, yani birbirinin eşi olmayan ama birbirinin eşi olan parçalar her tarafa dağılmış. Böylece insanlar parçalarından eksik yaşamakla lanetlenmiş ve bütün hayatlarını sarıla sarıla diğer yarılarını bulmak için harcamaya başlamışlar...
Ve sonunda parkta, rastgele oturduğu bankın karşısında, bir ruh diğer yarısını bulmuş.
Pek genç değil. Bir oda bir kedi hayat. Sıkılmış. Tek amacı bir şeyler üretmek. Ama hiçbir hayat engel tanımaz değildir ve olaylar gelişir. Bir mimarın iç dünyası denebilecek kadar sıradışı bir hikaye.